"baştan çıkarıcı" - Traduction Turc en Arabe

    • مغرية
        
    • مغري
        
    • المغرية
        
    • الإغواء
        
    • إغراء
        
    • في رغباتها
        
    • أغراء
        
    • ثَاقِب
        
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    Evet. Güzel, Asyalı kadın. Acayip baştan çıkarıcı ama sırlar ve tehlikeler saklıyor. Open Subtitles نعم، الأسيوية الجميلة المجهولة إنها مغرية جداً لكن تخفي الأخطار والأسرار
    baştan çıkarıcı. Ama burada kalıyoruz. Open Subtitles هممم, مغري لكني اعتقد اننا سوف نلتزم بهذا
    Ama şöhret ve onun cazibesi... oldukça baştan çıkarıcı, değil mi? Open Subtitles لكنالمشاهيروبريقهم.. مغري للغاية ، أليس كذلك ؟
    Bu ayın 13'ünde mezun olacaklar ve baştan çıkarıcı şehrimizi ziyarete geldiklerinde onlara bol şans ve başarı dileriz. Open Subtitles سيتخرجون في الثالث العشر لهذا الشهر ونتمنى لهم التوفيق والنجاح عندما يأتون لزيارة مدينتنا المغرية
    Ona baştan çıkarıcı da diyebiliriz çünkü elindeki büyük gücü kullanarak kendisine tapmamız için her şeyi yapar. Open Subtitles مخادع عظيم يجب أن ندعوه أيضاً الإغواء الكبير الذي يفعل
    Ancak bazı insanlar için Negatif Alan baştan çıkarıcı da olabiliyor. Open Subtitles ولكن تعتبر المنطقة السلبية كمصدر إغراء لدى البعض
    Ardından tüm bunları daha estetize, baştan çıkarıcı şekilde sunmam gerektiğine karar verdim. Open Subtitles أدركت أنني بحاجة لإظهار هذه الأشياء بطريقة مغرية أكثر.
    Cougar ise, yine yaşlı, baştan çıkarıcı kadın demek ama çocuğu olmayan. Open Subtitles rlm; أما السيدة المثيرة، rlm; فهي سيدة مغرية أكبر سناً، بلا أولاد.
    Pembe giyiyor olmam pembe çörek sevenlerden olduğum anlamına gelmez her ne kadar baştan çıkarıcı gözüküyorsa da. Open Subtitles مجرد إرتدائي للون الوردي... لا يعني بأني مهووس بالكعكات الوردية... برغم أنها مغرية
    "Otantik yahudi lezzetlerinden mürekkep baştan çıkarıcı bir ziyafet. " Open Subtitles "تشكيلة مغرية من أطيب المأكولات اليهودية."
    baştan çıkarıcı, bağımlı, histerik. Open Subtitles إنها مغرية مستقلة, هستيرية
    Parfüm zevkinin baştan çıkarıcı ya da zarif olması hemen cevap bulur. Open Subtitles إذا كان نوع عطرك مغري او راقي أعلم عن هذا بسرعة
    baştan çıkarıcı ama önce bu bebeği uzay istasyonuna geri götürüp yükünü boşaltalım. Open Subtitles مغري, ولكن دعنا نعيدك إلى المحطة الفضائية وننير مكانك.
    Arenanın dışında oturmanın baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum, çünkü sanırım bütün hayatım boyunca öyle yaptım, ve kendi kendine, "Oraya çıkacağım ve ortalığı dağıtacağım, kurşun geçirmez ve mükemmel olduğumda," demenin TED أنا أعرف بأن الوقوف خارج الحلبة مغري ، لأني فعلت ذلك طوال حياتي، وفكرت في نفسي، سوف أذهب إلى هناك وأضرب المؤخرات عندما أصبح محصنة من الرصاص ومثالية.
    Söylemeliyim ki, bu teklif gittikçe baştan çıkarıcı oluyor. Open Subtitles يجب ان اقول هذا العرض يبدو مغري جدا.
    baştan çıkarıcı. Ben Amerika'ya dönemem. Open Subtitles هذا مغري لا استطيع العودة للوطن
    Bence bu, işin baştan çıkarıcı cazibesine bir kanıt; kim olduğunu tam bilmediğiniz güçlü bir şahıs hayatın karmaşık, belirsiz soru ve gerginliklerine basit yanıtlar sunuyor. TED إنها وصية -في إعتقادى- للمناشدة المغرية لأحد الشخصيات العامة ذات النفوذ تعرض عليك إجابات سهلة وبسيطة لأسئلة الحياة المعقدة والماكرة والأمور المقلقة.
    Kimsenin reddedemeyeceği baştan çıkarıcı bir koku. Open Subtitles عطر الإغواء أن لا أحد يستطيع أن يرفض.
    50 milyon, çok baştan çıkarıcı bir şey. Open Subtitles من الصعب مقاومة إغراء 50 مليون دولار.
    Siz iki genç delikanlı birden daha baştan çıkarıcı görünmeye başladınız. - Pekâlâ. Open Subtitles أنتم شابين غضين تبدوان أكثر أغراء في الوقت الحالي
    Gözleri baştan çıkarıcı, insanı delip geçiyor. Open Subtitles عيون الشَدْه ثَاقِب جداً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus