"bahanesi" - Traduction Turc en Arabe

    • عذر
        
    • أعذار
        
    • عذره
        
    • العذر
        
    • حجة
        
    • ذريعة
        
    • الأعذار
        
    • بعذر
        
    • كعُذر
        
    • عُذر
        
    • عذرك
        
    • كعذر
        
    • حجته
        
    • حجّة غيابه
        
    Gerçekten de dikkat etmem gerekiyor. Aslında başarısızlığın bir bahanesi yok. TED فعلياً يجب أن انتبه. حقاً، لايوجد عذر للفشل.
    Yarın, doğru olanı yapmadığı için kimsenin bir bahanesi olmayacak. TED لن يكون هناك أي عذر في الغد لعدم القيام بالشيء الصواب.
    Hazırlıksız yakalanmanın hiçbir bahanesi olamaz. Open Subtitles لا عذر لكَ لأن تُضرب على حين غرة، أتفهمني؟ لا عذر لكَ لأن تُضرب على حين غرة.
    Seni her Salı saat tam 10:30'da göreceğim, istisnası, bahanesi yok. Open Subtitles أنا أراكم كل يوم ثلاثاء، 10: 30 حادة، أي استثناءات أو أعذار.
    pekala hala trafiğe takılı bu her zamanki bahanesi ne kitabı bu ? Open Subtitles حسنا -ما زال عالقا في زحمة السير -هذا عذره التقليدي
    Buraya geri gelebilme bahanesi olsun diye bilerek bıraktı bence. Open Subtitles أعتقد بأنها تركته عن عمد حتى يكون لها العذر للعودة
    Ev ödevi bahanesi: Tırnak parlatıcım ödevimi yedi. Open Subtitles :عذر الواجب المنزلي المفضّلِ أكلني طلاء اظفوري
    Hep iyi bir bahanesi olurdu. Open Subtitles مرة أو مرتين في الأسبوع ولكن كان لديه دائماً عذر مقنع
    En azından bahanesi var. Pis bir Çinli olması. Kim bilir kabile yaşantısı neler gerektiriyor. Open Subtitles على الأقل لديه عذر فهو صيني يعرف متطلبات قبيلته
    Chilton bir bahanesi var.Pazartesi gecesi buradaymış. 294 sayı yapmış. Open Subtitles ـ ياسيد مونك نحتاج للتحدث ـ ناتالي انظري الى هذه تشيلتن عنده عذر كان هنا ليلة الاثنين
    Lanet, bunun bahanesi yok. Her neyse, artık kurtuluyorum. Open Subtitles أوه، ذلك ليس عذر على أية حال، أَنا الآن في وضع صعب
    Bağımlıların bahanesi olmaz ama biri kendi kendini tedavi etmeye mecbur kalmışsa, bu Tobias'tır. Open Subtitles المدمنون ليس لهم عذر, ولكن ان كان احدهم بحاجة ليحقن نفسه, فكان ذلك الفتى
    Tez bahanesi ya da başka bahane istemem. Open Subtitles ولا أعذار أو هراء لتعتذروا عن القدوم
    Korkaklığı için bahanesi olan başka biri var mı? Open Subtitles أيّ شخص آخر لديّه أيّ أعذار لجبنهم؟
    Kendim için bahaneler üretmeye başlamayacağım. bahanesi yok. Open Subtitles لن أختلق الأعذار لنفسي فليس هناك أعذار
    bahanesi bu, öyle mi? Open Subtitles هذا هو .. عذره . أليس كذلك ؟
    Kilo almaya başladığımda da, istediği herkesin yatağına girmek için bir bahanesi oldu. Open Subtitles وعندما اصبحت ثمينة كان لة العذر فى النوم فى سرير اخر
    Tabii, kız arkadaşımı köpekler yedi bahanesi her şeyi değiştirdi, değil mi? Open Subtitles ،أجل، أكلت الكلاب الاسترالية حجة غياب خليلتي سيغير ذلك أي شيء، صحيح؟
    En azından onun çocuğuyla görüşemediği için bir bahanesi var. Open Subtitles على الأقل لديه ذريعة ليكون بعيدا عن اتصال مع طفله.
    İkimiz de biliyoruz ki, bunu ve bundan çıkarım yaparak kendini inandırdığın şeyleri hayatın boyunca hiçbir şey yapmamanın bahanesi olarak kullandın. Open Subtitles أنت تتكئ على عكاز و تتكئ على الأعذار وأنت وأنا نعرف على حد سواء كُنت قد أستخدمت كل شيء
    Masum birini öldürdüğümüzü bilmediğim doğru ama cahilliğin bir bahanesi olamaz. Open Subtitles ورغم صحّة جهلي بأننا كنّا نقتل بريئاً، فما الجهل بعذر
    Aşk birçok şeyin bahanesi olarak kullanılmıştır. Open Subtitles لقد تمَ استعمال الحُب كعُذر لكثيرٍ منَ الأشياء
    Kırpılıp içine bir parçacık havyar konan yumurta güvensiz ve hayal gücünden yoksun bir şefin hesabı kabartmak için bahanesi olabilir. Open Subtitles بيضة مهلهلة مُزينة بالكافيار المُمِل الذي هو عُذر كل طاهي ليجعلنا ندفع أموالاً زائدة مقابل إنعدام ثقته، وضحالة خياله
    Beni o goril-kurt karışımı şeylerin yanında bırakmanın bahanesi bu mu? Open Subtitles أهذا هو عذرك لتركي هناك مع هؤلاء المستذئبون؟
    Öyleyse bu ruh halinin bahanesi olarak, regl dönemini kullanamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ استخدام لحظتك هذه كعذر للمزاج الذي انتي عليه
    -Bu dans etmemek için bahanesi. Open Subtitles فقد آذيت ظهري أثناء هبوطي في كينت - هذه هي حجته لعدم الرقص -
    bahanesi yalan çıktı. Open Subtitles لقد ذهبت حجّة غيابه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus