Al-Djumeili, dostum, Bana şu gliserini bulun. | Open Subtitles | الجميلي .. صديقي الكبير أوجد لي هذا الغليسرين |
Bana şu Bay İyi Adamı getirin. | Open Subtitles | أذهبوا و أحضروا لي هذا السيد اللطيف |
Bana şu eski aga agu numaralarından çekmeye kalkma. | Open Subtitles | لا تقل لي هذه التفاهات قوقو قاقا |
Ne istersen yap ama Bana şu fotoğrafı yolla yeter. | Open Subtitles | افعلي ما تشائين فقط ارسلي لي هذه الصورة |
Şu lanet köprüyü alçaltın. Bana şu içecek biletlerinden birkaç tane verin. | Open Subtitles | انزل الجسر المتحرك اللعين وناولنى بعض المشروبات |
Herhangi biri Bana şu lanet olası suç formlarının nerede durduğunu söyleyebilir mi? | Open Subtitles | أبوسع أحدكم إخباري بمكان حفظ استمارات سوء السلوك؟ |
Bir süre ikinci veriyi de inceledikten sonra Bana şu görüntüyü gönderdi. | TED | وبعد مضي الوقت لتحلل المجموعة الثانية من البيانات، أرسلت لي تلك الصورة. |
Ve pek çok insan Bana şu soruyu soruyor: "10 milyar piksele ne ihtiyaç vardı?" | TED | والكثير من الناس يسألونني: "ما الذي تحصل عليه من 10 ملايير بيكسل؟" |
Bana şu gliserinin tarifini bul. | Open Subtitles | إصنع لي هذا الغليسرين ارجوك |
Yap Bana şu iyiliği. | Open Subtitles | أسدي لي هذا المعروف |
Bana şu bulmacanın cevabını ver ahmak. | Open Subtitles | فسر لي هذا , دوفس |
Bana şu cevabı gönderdi: | Open Subtitles | و أرسل لي هذا الرد. |
Bunu Bana şu an nasıl söylersin? ! | Open Subtitles | كيف لكَ أن تقول لي هذا الان؟ |
O zaman bu kutlama için Bana şu kalpli pastayı al. | Open Subtitles | فى هذه الحاله، فلتشتري لي هذه التى على شكل قلب! |
Bana şu suyu ver ahbap. | Open Subtitles | احضر لي هذه المياه يا فتى. |
Bilgisayara "Bana şu teoriyi kanıtla," diyeceğiz. | Open Subtitles | نقول لهم: أثبت لي هذه النظرية |
Şu lanet köprüyü alçaltın. Bana şu içecek biletlerinden birkaç tane verin. | Open Subtitles | انزل الجسر المتحرك اللعين وناولنى بعض المشروبات |
Herhangi biri Bana şu lanet olası suç formlarının nerede durduğunu söyleyebilir mi? | Open Subtitles | أبوسع أحدكم إخباري بمكان حفظ استمارات سوء السلوك؟ |
Altı ay sonra ofisime geldi ve Bana şu dokuz kelimeyi bir kâğıt parçası üstünde sundu. | TED | بعد ستة شهور من العمل, جاء الى مكتبي و أحضر لي تلك الكلمات التسعة على قطعة ورقية. |
Bana şu bardakları ver, çiçekleri de. | Open Subtitles | أحضر لي تلك الكؤوس والزهور التي على الطاولة |
Hala Bana şu soruyu soranlar var: Dijital bir resim ne tam gizli ne de herkese açık çünkü dijital, öyle değil mi? | TED | وما أزال أسمع الناس يسألونني طوال الوقت، ألا تعتبر الصورة الإلكترونية طمساً للخط الفاصل بين العام والخاص. لأنها الكترونية، صحيح؟ |