Bir görgü tanığı seni barınağın önünde bir tomar parayla görmüş. | Open Subtitles | رآك شاهد عيان خارج الملجأ و أنت تظهر مجموعة من النقود |
Bir kaç adam barınağın dışında anneme saldırdı. | Open Subtitles | بعض الرجال كانوا يحاولون سرقتها خارج الملجأ الجانبي الشرقي. |
Küçük bir kız vardı, sadece üç yaşında barınağın içinde bazı postların altında uyuyurdu. | Open Subtitles | و كان هنالك فتاة صغيرة عمرها 3 سنوات كانت نائمة تحت الجلد في هذا الملجأ |
"Coltraine, bizimle kısa yaşadın ama seni hep barınağın yolundaki halinle hatırlayacağım." | Open Subtitles | لقد بقيت معنا بشكل مختصر لكننا سنبقى دائماً وسيلة ركوبك من المأوى |
barınağın kapıları 10 dakika içerisinde kapatılacaktır. | Open Subtitles | سيتم إغلاق أبواب المأوى في عشر دقائق. المأوى سيتم |
Bu barınağın haftanın sonunda kapatılacağını hatırlatmak isterim. | Open Subtitles | وللتذكير، هذا المأوى هو إغلاق في نهاية الأسبوع. |
barınağın zemin katı gibi kokuyorsun amına koyayım. | Open Subtitles | رائحتك تبدو كرائحة الطابق الثالت لذلك الملجأ اللعين |
Şöyle ki, barınağın yeri, olası olumsuz sonuçlar konusunda topluluk nezdinde, barınağın iki okul arasında kalmasından kaynaklanan endişeler yaratıyor. | Open Subtitles | إذا, إن الملجأ يعلن حالة قلق بشأن المجتمع وإمكانية حدوث أشياء سيئة |
Şu an herkesle birlikte barınağın içinde olmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي علينا أن نكون في ذاك الملجأ في الوقت الحالي مع الجميع |
Gönüllü olduğum barınağın en yaşlı köpeği. | Open Subtitles | إنه أكبر كلب في الملجأ الذي تطوعت فيه |
Aşağı sokaktaki barınağın müdavimiymişler. | Open Subtitles | كانا منتظمين عند ممر الملجأ آخر الشارع |
Sonra barınağın müdürünü gördüm... | Open Subtitles | حينها رأيت مدير الملجأ وقال |
- Evet. barınağın müdavimlerindenmiş. | Open Subtitles | -أجل، لكنه كان دائماً في الملجأ |
barınağın karı Chris'i son gösterisiydi. | Open Subtitles | المأوى استفاد من حفلة ( كريس ) الأخيرة |