Yanlış numara olduğu bariz değil mi? Ne sanıyorsun ki? | Open Subtitles | من الواضح انه كان رقما خاطئا ماذا كنتِ تفكّرين ؟ |
İlk ve en önemlisi, ceset bariz olarak buraya atılmış. | Open Subtitles | أولاً وقبل كل شيء، من الواضح إنه تخلص من الجثة. |
Bebek bariz şekilde Meksikalı! Karıştırma işini unuttuk o yüzden. | Open Subtitles | من الواضح ان الطفل مكسيكي لذا تعرف ان الخلط مستبعد |
Ve bu bariz olmayan temel meseleler programın püf noktası oldu. | TED | ومعالجة هذه القضايا الأساسية غير الواضحة أصبح جزءا أساسيا ًمن البرنامج. |
Evet, bu çok bariz ve bunun normal olarak gerçekleşeceğini düşünüyoruz, ancak olmuyor. | TED | الآن هذا يبدو واضحاً جداً، و نحن نظن انها طبيعياً ستحدث، لكنها لا تحدث. |
Sadece parayı istediği bariz bir şekilde ortada değil mi? | Open Subtitles | حسنا أليس هذا واضحا ، إنها تريده من أجل المال |
Şu bariz ki... aramızdaki çekim hala duruyor, ama büyük bir hataydı. | Open Subtitles | .. إنه .. إنه من الواضح الجاذبية مازالت موجودة . لكنها .. |
Birbirlerinin o sıkı vücutlarıyla temas edemeyecekleri bariz olduğundan bu sayede en azından, birbirlerinin erotik uğraşlarına tanık oluyorlar. | Open Subtitles | إذًا من الواضح ، بأنهم لن يستطيعوا التقاسم في بعضهم بتضيق ، واجسامهم الصغيرة، لكن بهذه الطريقة على الأقل |
Yani değişikliklerin gerçekleştiği bariz. | TED | لذلك فمن الواضح أن الأمور آخذة في التغير. |
Özellikle de birbirimize güvenebilmemize ve aynı yolun yolcusu olduğumuzu hissedebilmemize zarar verir, çünkü öyle olmadığımız çok bariz. | TED | و بالذات انها تدمر ثقتنا ببعض و اننا في نفس السفينة، و من الواضح انه ليس كذلك. |
Ve iki numarada, bariz olarak, destekçilere olan bu bağımlılık, destekçileri mutlu etmek için, ince ve olduğundan daha az gösterilen, hatta kamufle edilen bir bükülme yaratmaktadır. | TED | ثانياً: من الواضح هذا الاعتماد على الممولين, ينتج إنحراف دقيق، مقَلل من قيمته و مُموَّه لإبقاء الممولين سعداء. |
bariz bir şekilde ev ödevi sorularını yollayan kişiler de vardı. Bana onları kendileri için çözdürmeye çalışıyorlardı. | TED | هناك ناس آخرين يرسلون لي أسئلة من الواضح أنها واجباتهم المنزلية ويريدون مني أن أؤديها عنهم. |
Çünkü bariz bir şekilde, gerçeğin ne olduğunu söyleyemedigimiz kültürümüz hakkında yorum yapıyor. | TED | لأنه من الواضح ان ذلك يعطي تعليق عن ثقافتنا حاليا, اننا لا نستطيع ان نقول ما هو حقيقي |
Olasılık dışı şeyler var ama o kadar da bariz hata yok. | Open Subtitles | هناك عدد معين من الاشياء المستبعدة لكن ليس الكثير من الاخطاء الواضحة |
Ayrıca sorunlarımız arasındaki bariz bağlantıları görmemizi engellerler. | TED | وهي تمنعنا أيضًا من رؤية الروابط الواضحة بين القضايا. |
Çok geçmeden, hava bariz kararmıştı. | TED | بعد فترة قصيرة، كان واضحاً أنّ الظلام قد خيّم. |
Çok geçmeden, bariz bir şeyi fark ettik. Bu fikri herhangi bir yere ait kayıp miraslara uygulayabilirdik. | TED | قبل أن نعلم بذلك، أدركنا أنه كان واضحاً: نستطيع تطبيق نفس الفكرة فيما يتعلق بالتاريخ المفقود في أي مكان. |
En azından çip al da o kadar bariz olmasın. | Open Subtitles | علي الأقل إشتري بعض الرقائق حتى لا يكون ذلك واضحا. |
Bunların hepsi mükemmel değildi veya mükemmel olmayacak ancak trend çok bariz. | TED | لم تكن جميعها كاملة، أو ستكون كاملة، لكن اتجاه الإصلاح واضح جدا. |
O zaman tarihteki en bariz soruyu sormama izin verin: | Open Subtitles | ثمّ يسمح لي لسؤال الأكثر وضوحا السؤال في تأريخ الوقت. |
Ve bu bana, genel manada fakirlerin hapsedilmesinin borçlu hapsi bağlamının dışında, adalet sistemimizde bariz ve merkezi bir rol oynadığını hatırlattı. | TED | وذكَّرني هذا بأن سجن الفقراء عموماً، حتى خارج سياق سجن المدينين، يلعب دورًا واضحًا جدًا ومركزيًّا في نظامنا القضائي. |
Eğitim olarak ise belki de hepsinden bariz olarak insanları bağlama şeklimizi değiştirebiliriz. | TED | في مجال التعليم ربما الأكثر وضوحاً بين الجميع, نستطيع تحويل الكيفية لجذب الناس. |
Tamam, anladım. Bu çok bariz oldu. Tüm duymak istediklerim bunlardı. | Open Subtitles | حسنٌ قدّ فهمت ، هذا صاخب و جليّ هذا كل ما أحتاج إلى سماعه. |
Bence Asyalı olduğu için intihar etti. Bence bu çok bariz. | Open Subtitles | أعتقد أنهُ قتل نفسه, لأنه آسيوي, ذلك واضحٌ جداً |
Haftalardır uzatıyorum ama ikiniz de bariz biçimde sessiz kaldınız. | Open Subtitles | تركته يكبر منذ أسابيع، وأنتما الاثنان بكل وضوح صامتان بشأنه. |
Yine de bu bariz bir tasarım kusurunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | رغم ذلك، فإنّ هذا كشف نقطه ضعف واضحة في التصميم. |
Bunun cevabı bariz bence. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أُفكّرَ الجوابَ إلى ذلك واضحُ. |
Annemizin ölüm gibi bariz bir kavramla durdurulamayacağını bilmeliydik. | Open Subtitles | حرى بنا العلم أن أمّنا لن يردعها شيء كالموت. |
bariz, gerçekten. | Open Subtitles | في الواقع هذا بَدِيِهِيّ. |