Sonra "Ah, evet basitlik, peki bir plajda basitlik nasıl olurdu?" | TED | و لكني فكرت أكثر " أوه، كيف ستتجلى البساطة على الشاطئ؟ |
Yani, bir şekilde insanlar ve basitlik birbirini sarıyor, sanırım. | TED | و بشكل ما "الإنسان" و "البساطة" يتشابكان، هذا ما أعتقده. |
Ve, hepsini bir araya getirecek olursak, basitlik daha çok keyifli ve daha az acılı bir yaşamla ilgilidir. | TED | و لأقوم بالتبسيط بشكل أكبر، البساطة هي أن نعيش الحياة بحيث نتمتع أكثر بأقل ألم ممكن. |
Her zaman düşündüğüm şey... ...bu oturumun da konusu olan şey, yani basitlik. | TED | أنا دائمة التفكير حول ماهية هذه الجلسة والتي تسمى البساطة |
Üç kelimeye özetlersek, hayvanlar aleminde basitlik karmaşıklığa, karmaşıklık da uyuma yol açıyor. | TED | بثلاثة كلمات، في مملكة الحيوان، إن البساطة تؤدي إلى تعقيد الأمر الذي يؤدي إلى مرونة. |
Daha fazlayı salakça yaparsak, basitlik karmaşıklığa döner. Ve bunu uzun bir süre yapabiliriz. | TED | عندما نفعل المزيد بطريقة غبية، البساطة تتحول الى التعقيد. والحقيقة، يمكننا أن نفعل ذلك لمدة طويلة. |
Aslına bakarsanız basitlik hakkında konuşmaktan yoruldum, o yüzden hayatı daha karmaşık hale getirebileceğimi düşündüm, ciddi bir oyun olarak. | TED | لقد تعبت في الحقيقة من التحدث عن البساطة. فخطر لي أن أجعل حياتي أكثر تعقيدا بطريقة جادة |
Bu ayrıca basitlik ve açıklık yaratıyor. | TED | وهذا يخلق قدراً كبيراً من البساطة والوضاحة. |
ve karar verdik ki maliyet açısından değil basitlik açısından düşünmeliyiz. | TED | ولقد قررنا أنه ينبغي لنا أن نفكر في هذا وليس ذلك بكثير من حيث التكلفة ، ولكن من حيث البساطة. |
basitlik nedir? diye sormak, sanırım bu kategoriye girer. | TED | أعتقد أن السؤال عن ما هية البساطة يقع ضمن هذه الفئة. |
Yani basitlik ve tahmin edilebilirlik basit şeylerin özellikleridir. | TED | إذاً، البساطة وقابلية التنبؤ هما من خاصيات الأشياء البسيطة. |
basitlik çok iyidir. Keşke şu an benim hayaımda basit olsaydı. | Open Subtitles | البساطة شيء جيد، أتمنى أن أحظى بمثل هذه البساطة في حياتي الآن |
Yani bana basitlik konusundan bahsetme; çünkü bütün bunlar o kavrama çok uzak. | Open Subtitles | لا تتكلم عن البساطة , لان كل الامر لا يمكن ان يكون مختلف عن هذا |
'basitlik' ve 'karmaşıklık' kelimelerinde, 'M-I-T' mükemmel bir düzende ortaya çıkıyor. | TED | تظهر الأحرف بتسلسل كامل في كلمتي "البساطة" و "التعقيد" الأنجليزيتين. |
Peki suşinizin tadına sonra varın, basitlik Kuralları'yla. | TED | تمتعوا بوجبة "السوشي" لاحقا، مع "قوانين البساطة". |
Ve sanırım basitlik ile muğlaklık arasında seyircinin bir şeyler kapabildiği bir nokta var. | TED | وأعتقد أنه يوجد خط رفيع بين البساطة و الغموض والذى قد يسمح للمشاهد بإستنباط فكرة ما منه . |
Yani, üç yıl önce, M-I-T harflerinin basitlik ve karmaşıklık içinde oluştuğunu keşfettim. | TED | و هكذا حوالي ثلاث سنوات مضت، اكتشف الأحرف M-I-T و كانت تمثل البساطة و التعقيد في آن واحد. |
Yani, basitlik nedir biliyorsunuz, karmaşıklık nedir biliyorsunuz. | TED | أي أنكم تدرون ما هي "البساطة"، تدرون ما هو "التعقيد". |
Hiçbir şey basitlik kadar başarılı olamaz, değil mi Milo? | Open Subtitles | البساطة أنجح من أى شئ ألا توافقنى الرأى , يا "ميلو" ؟ |
basitlik hiç benim ilgi alanım olmamıştır. | Open Subtitles | البساطة لمْ تكن من خصالي القويّة قط. |