"En sevdiğin öğrencilerle birer içki iç. Hudson'dan son kez güneşin batışını seyret." | Open Subtitles | أحتسي المشرب مع تلاميذي المُفضلين أرى غروب الشمس للمرة الأخيرة عند نهر هادسون |
Yaşlı, dökülen, duvarlı şehirlerin, ufak, küçücük otellerinde kaldık ve çatıya çıkıo, Vinho Verde içtik ve güneşin batışını dama oynayarak izledik. | TED | أقمنا في مدينة مسورة قديمة متداعية في فندق صغير وكان علينا التسلق الى العلية لنشرب فينهو فيردي ومشاهدة غروب الشمس ولعب الداما |
İşte orada, ilk kez güneşin doğuşunu ve batışını birlikte seyretmişler. | Open Subtitles | كانوا هناك حيثُ تشاركوا أوّل شروق لهم وأوّل غروب لهم. |
Ve hep beraber ufukta güneşin batışını izledik. | Open Subtitles | جلسنا جميعا نشاهد الغروب الشمس تتلاشى عند الافق |
Daha sonra, anahtarları biriktirmeyi ve güneşin batışını izlemeyi seven Rus bir kıza verildiler. | Open Subtitles | لاحقاً مُنحوا إلي فتاة روسية ممن يحبون جمع المفاتيح ومشاهدة الغروب |
Örtümüzü güzelce serdik bir şişe şarabımızı açtık ve denizin ardından güneşin batışını izledik. | Open Subtitles | فقُمنا بوضع بطانية جميلة فتحنا قارورة من الشراب و شاهدنا الشمس تغرب |
Dikkatini çekti mi, artık hiçkimse güneşin batışını izlemiyor? | Open Subtitles | هل لاحظتي أنه لم يعد احد يراقب غروب الشمس ؟ |
Belki, yalnızca güvertede elimde bir bardak viski ile oturacağım ve güneşin batışını izleyeceğim. | Open Subtitles | ربما سأجلس فقط على سطح القارب كأس من الويسكي باليد و أشاهد غروب الشمس |
Çocukken, ben ve Genji güneşin batışını izlemek için en iyi yeri arardık. | Open Subtitles | كأولاد كينجي و انا كنا نبحث عن افضل بقعة لنراقب غروب الشمس |
Ne yazık ki, güneşin batışını anahtarlardan daha çok seviyordu ve bir anda gözden kayboldu. | Open Subtitles | للآسف أحبت الغروب أكثر من المفاتيح وأنتهي بها الآمر مختفية في غروب ما |
Ne yazık ki, güneşin batışını anahtarlardan daha çok seviyordu ve bir anda gözden kayboldu. | Open Subtitles | للآسف أحبت الغروب أكثر من المفاتيح وأنتهي بها الآمر مختفية في غروب ما |
Güneşin batışını ve daha sonra da Ay'ı izlemiştik. | Open Subtitles | .تأملنا في غروب الشمس ومن ثم في ضوء القمر |
Ama doğuşunu veya batışını seyredemiyorum. Ben de dünyayı herkes gibi görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع مشاهدة شروق أو غروب أريد رؤية العالم مثل الآخرون |
Güneşin doğuşunu, batışını görmeyince nereden bileceksin? | Open Subtitles | و كيف تعرف و أنت لا ترى غروب الشمس و شروقها |
Ama bir gün sen ve ben bir yerlerde oturacağız güneşin batışını izleyeceğiz ve hiçbir şey düşünmeyeceğiz. | Open Subtitles | لكن يوما ما سنجلس أنا وانتِ في مكان ما نراقب غروب الشمس ولا نفكر بشيء |
Daha sonra, anahtarları biriktirmeyi ve güneşin batışını izlemeyi seven Rus bir kıza verildiler. | Open Subtitles | لاحقاً مُنحوا إلي فتاة روسية ممن يحبون جمع المفاتيح ومشاهدة الغروب |
Küçük şeylerin çiçekleri koklamak gibi ya da güneşin batışını izlemek, ya da sahil boyunca yürümek gibi. | Open Subtitles | إنها فقط الأشياء الصغيرة مثل شم الزهورِ أو مشاهدة الغروب أو فقط المشي على طول الشاطئ |
Sevmedim mi? Her gün gözlerinde güneşin doğuşunu ve batışını gördüğüm bir kadın vardı. | Open Subtitles | كانت هناك إمرأة رأيت الشمس تشرق و تغرب في عينيها كل يوم |
Benle, iyi bir güneş batışını izlemeyi sevmeyen bir puştmuşum gibi konuşma. | Open Subtitles | - لا تتكلمي معي مثل شخص لقيط - الذي لا يستمتع بغروب الشمس |
Bir gezegenin doğuşunu ve batışını izliyorduk. | Open Subtitles | كنا نراقب شروق الشمس وغروبها على كوكب |