İtirafta bulunmamı istiyorlardı, babam ve diğer doktorların belli başlı hastaları yanlış tedavi ettiğini gösteren bazı gerçeklerin varlığından haberdar olduğuma dair bir ifade istiyorlardı. | Open Subtitles | أرادوا مني الإدلاء بإعتراف إدلاء إفادة بأنّي أملك معلومات وأنّي لست مستهجنًا بعض الحقائق |
Benim tarafımdan... kızımın durumuyla alakalı bazı gerçeklerin senden gizlenmesi uygun görüldüğü için... seni evimden dışlamaktan pişmanlık duymuyorum. | Open Subtitles | ومنذ أن إكتشفت إنك أخفيت بعض الحقائق عن صحة إبنتي لن أحس بأي ندم فى إبعادك عن بيتي |
bazı gerçeklerin, daha büyük gerçekler için üzeri örtülmelidir. | Open Subtitles | بعض الحقائق يجب دفنها في سبيل حقائق أعظم. |
Gerçek seni özgür bırakır derler ama bazı gerçeklerin fiyatı yüksektir. | Open Subtitles | " يقولون ان الحقيقة ستحررك " " لكن بعض الحقائق يكون لها ثمن " |
Tamam, ama bazı gerçeklerin farkına varmanızı istiyorum. | TED | ولكنني أود تأكيد بعض الحقائق |
Dürüstlüğün önemli olduğunu söylüyorsun ama bazı gerçeklerin insanları üzdüğü gerçeğini görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | تقولين أنّ الصدق مهم جدّاً ولكنّكِ تتجاهلين بسهولة حقيقة أنّ بعض الحقائق تؤذي الناس لقد كذب (توم) عليكِ ليحميكِ |