Bazı zamanlar yeterince konsantre olursam saatin hızlı ilerlemesini sağlayabilirmişim gibi geliyor. | Open Subtitles | أحياناً أفكر بأنني إذا ركزنا بما فيه الكفاية يمكنني جعل الساعة تسرع |
Bazı zamanlar, alışveriş merkezlerinde falan tanındığım oluyor. | TED | أحياناً, لا يزال الناس يعرفونني في مجمع للتسوق أو أي مكان آخر. |
Bazı zamanlar kızarmış bir yengeç gibi gizlenirim dedikodu kasesinde. | Open Subtitles | أحياناً أتوارى في وعاء النميمة بما يشبه سرطانا مشوياً |
Bazı zamanlar seni kendime çekmek için her şeyi yaptım. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أتمنى لو أفعل أي شيء لتكون بجانبي |
Beyler, bilirsiniz pek içmem ama Bazı zamanlar vardır ki... | Open Subtitles | اولاد، أنا لست رجل شرب كما تعلمون، ولكن هناك أوقات |
Bazı zamanlar iyi insanlar da kötü şeyler yaparlar, Kev. | Open Subtitles | أحيانًا يقوم الأشخاص الطيبين بأمور سيئة ، كيف شكرًا |
Bazı zamanlar senin hissettiklerini hissedebiliyorum aldığın kokuları duyumsayabiliyorum, gördüklerini bile görebiliyorum. | Open Subtitles | أحياناً أستطيع الشعور بما تشعرين به وأستطيع اشتمام ما تشتمينه وأستطيع أيضاً رؤية ما ترينه |
Bazı zamanlar takım için skor yapmalısın. Ara onu! | Open Subtitles | أحياناً , يجب أن تقدم شئ للفريق إتصل بها |
Onu öldürmek zorunda kalmayı istemezdim ancak Bazı zamanlar, kontrol edemediğiniz şeyler olabiliyor. | Open Subtitles | لم أرغب في أن اضطر لقتله و لكن تحدث أحياناً أمور تخرج عن سيطرتك |
Ancak Bazı zamanlar, kontrol edemediğiniz şeyler olabiliyor | Open Subtitles | لكن أحياناً تحدث الأمور بشكل خارج عن سيطرتك |
Araba çalmayı sevmem, ama Bazı zamanlar gerekiyor. | Open Subtitles | أنا لا أحب سرقة السيارات ولكن أحياناً يكون ذلك ضروري |
Araba çalmayı sevmem, ama Bazı zamanlar gerekiyor. | Open Subtitles | أنا لا أحب سرقة السيارات ولكن أحياناً يكون ذلك ضروري |
Hatta Bazı zamanlar kendine has bir iyi tarafı da oluyor. | Open Subtitles | حتى أنه لطيف جدا في بعض الأحيان في العديد من النواحي |
Bu bir yorumlama olduğu için tabii ki Bazı zamanlar hatalar yapıyoruz. | TED | وبما أنه تفسير، إذن بالطبع قد نخطئ في بعض الأحيان. |
Ancak Bazı zamanlar yanılacak ve onun sizi hiç anlamadığını düşünmenize sebep olacak. | TED | لكنها تخطئ في بعض الأحيان وتجعلك تعتقد أنها لا تفهمك على الإطلاق. |
PM: Peki, bu baş sallamaları, dikkat etmeniz gerektiğini bildiğiniz zaman, farketmesi çok daha kolay. Bazı zamanlar biri bir yüz | TED | باميلا ميير: حسنا، هزات الرأس هذه أكثر سهولة لاكتشافها بمجرد معرفتك للنظر إليها. ستكون هناك أوقات |
Belli ki, işlerin yolunda gitmediği Bazı zamanlar da var. | TED | ومن الواضح هناك أوقات حين لا تسير الأمور. |
Özellikle böyle bir şekilde. Fakat, ayrıca onun dediğine göre Bazı zamanlar kişi disipline girmeli ve kendini kontrol etmeli. | Open Subtitles | لكنه قال أيضا بأن هناك أوقات للأنضباط والتحكم فى النفس. |
Kendini iyi hissetmeyen insanlar Bazı zamanlar kötü şeyler yaparlar. | Open Subtitles | والناس عندما يشعرون بالسوء تجاه أنفسهم يقدمون أحيانًا على تصرفات خاطئة |
Bu otelin sahili mahvedeceğini düşünüyordum ama Bazı zamanlar, sisli günlerde veya gün batımlarında sanki... | Open Subtitles | اعتقدت أن هذا الفندق سيفسد منظر الساحل لكن في أوقات معينة عندما تنظر من خلال الضباب أو خلال الشروق.. |
Bazı zamanlar işime yarardı. | Open Subtitles | استطيع ان استخدم بعضاً من هذا ، في بعض الأوقات |
Ayrıca, Bazı zamanlar hapse girmeye hazır ol. | Open Subtitles | وكن مستعد لدخول السجن من اجلها في بعض الاحيان |
Bazı zamanlar bizim Tanrı'mız ve oğluyla olan benzerlikleri fark etmiyor değildim. | Open Subtitles | وأحيانًا لا يُمكنني منع نفسي من ملاحظة بعض التشابه مع إلهنا وابنه. |
Bazen bir adam, bazen kızıldereli, Bazı zamanlar bir madenci ya da avcı. | Open Subtitles | كل واحد منهم كان يوما رجلا أحيانا كان هنديا أو أحيانا أخرى عامل منجم أو صيّاد |