Onu her hayal kırıklığına uğratışımda veya beklentilerine karşılık vermediğimde. | Open Subtitles | وكل مرة خيبت أمله كل مرة لم أكن على قدر توقعاته |
Onun beklentilerine ulaşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أترفع أكثر من مستوى توقعاته |
- Sanırım beklentilerine ayar çekiyor. | Open Subtitles | -أعتقد أنه عدل من توقعاته . |
Bu tür insanlar, diğerlerinin beklentilerine uymak için bir ihtiyaç hâlindedirler. | TED | الكمالية المفروضة مجتمعيًا هي الحاجة القاسية لأن تكون ما يتوقعه الآخرون |
İnsanların beklentilerine göre değişiyor. | TED | هذا يميل ليكون مختلفاً عن ما يتوقعه غالبية الناس. |
Bazen başka insanların beklentilerine karşı çıkarız... bazen de onları öyle kabul ederiz. | Open Subtitles | أحياناً نتحدى توقعات الأخرين، و أحيانا، ننهض لنواجههم |
Dünün beklentilerine uymuş olsalar bile daha da mükemmel olmak için sınırlarını zorlarlar çünkü bu insanlar, iyi yaptıkça onlardan daha iyi yapmaları bekleniyor. | TED | ولو أنهم لبوا توقعات الأمس للكمالية سيرفعون السقف على أنفسهم لدرجات أعلى لأن هؤلاء الشباب يؤمنون بأنه إن أنجزوا بشكل أفضل سيتوقع الناس المزيد منهم |
İnsanların benimki gibi kasvetli bir meslekten beklentilerine uyuyor. | Open Subtitles | لأنها ما يتوقعه الناس من هذه المهنة القاتمة |
İnsanların senden olan beklentilerine mahkum oluyorsun. | Open Subtitles | حينها ستكترثين لما يتوقعه الناس منكِ |
- Fakat kral olarak, geleneklere bağlıdır ve halkın beklentilerine önem verir. | Open Subtitles | و لكن كملك يخضع للتقاليد و توقعات شعبه |
Donanmanın beklentilerine mi? | Open Subtitles | توقعات البحرية؟ |
Orada, kariyer sahibi, evlenmek isteyen kadınlar var, fakat koca bulamıyorlar. Çünkü cinsiyet beklentilerine karşı gelmişler. Tunus'ta genç bir kadın doktor şöyle demişti; "Kadınlar, onlar gün geçtikçe daha açık hale geliyorlar. | TED | هناك نساء عاملات يرغبن بالزواج , ولكنهن لا يتمكن من إيجاد زوجاً , لأنهن يتحدين توقعات جنسهن , أو كما قالت لي طبيبة في تونس , " أصبحت المرأة ء منفتحة أكثر وأكثر . |