Kendisini lobide bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك انتظاره في الاستقبال |
Astronot duvarında bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تنتظر هناك بجانب جدار رواد الفضـاء |
Belki bir kaç saat bekleyebilirsiniz? | Open Subtitles | حسنٌ , ربما قد يكون عليكِ بأن تنتظري بضع ساعات؟ |
İsterseniz odasında bekleyebilirsiniz. - İkinci kat, sekiz numaralı oda. - Tamam. | Open Subtitles | يمكنك انتظارها في غرفتها الطابق الثاني, الغرفة 8 |
Telefon olup olmadığına bakacağım. Siz isterseniz dışarıda bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | سأرى ان كان لديهم هاتف انت والشباب يمكنكم الانتظار هنا حتى انتهى ان أردتم |
Tabii ki bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | بلا شكّ أنت مُرحب بك لإنتظاره. |
Aslında "mutluluk" altında etiketlenmiş tüm objelere bakarsak, sanırım mutluluk bekleyebilirsiniz. | TED | إذا ما بحثنا في كل المجسّمات التي صنّفت تحت مسمّى "السّعادة"، تتوقعون أن تشاهدوا السعادة، على ما أعتقد. |
Ama evet, birkaç ay içinde yeni bir olay bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن أجل، يمكنك أن تتوقع حالة أخرى في... أشهر فارطة |
Burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الإنتظار بالخارج هنا |
Şu anda travmada. Şurada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | إنه في العناية المركزة يمكنك الإنتظار في القاعة |
Sigara içecekseniz, bunun için ayrılmış bölümde bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الانتظار إذا أردت، في المنطقة المحددة عبر القاعة. |
İsterseniz gelene kadar burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | بوسعكم انتظاره إن شئتم |
- Evet, onu aşağıda bekleyebilirsiniz, koca götlü. | Open Subtitles | -أجل، يُمكنكِ انتظاره بالأسفل يا سمينة . |
O dönüp size haber verene kadar burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يجب أن تنتظر هنا حتى يعود و يخبرك أنه آمن |
İsterseniz, kararı bekleyebilirsiniz, ama şunu söylemeliyim ki herhangi bir gün onların üzerine salabiliriz. | Open Subtitles | تستطيع أن تنتظر القرار إن أردت لكن عليّ أن أخبرك سآخذ محاميينا للخارج في أي يوم |
Birkaç saat daha sürecek. İsterseniz burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | ستستمرّ العمليّة بضعة ساعات لأنّ، مرحبٌ بكِ أن تنتظري هنا |
Burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | لماذا لا تنتظري هنا؟ |
Ama geri gelene kadar onu hapiste bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن يمكنك انتظارها في السجن حتي تعود. |
Odasında bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما عليك انتظارها في المجلس |
Maalesef Leeds. Yoksa 3 ay daha pansiyonda bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | "أظن بأن خيارك الوحيد هو "ليدز أو يمكنكم الانتظار في الفندق لثلاث شهور أخرى |
Sanırım oturma odasında bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الانتظار بغرفة المعيشة. |
İsterseniz bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | أنتى مرحب بكى لإنتظاره |
Bu şehrin üst düzey çiçek kutularına sahip olduğunu bekleyebilirsiniz ki Michigan Bulvarı'nda varlıklı insanlar alışveriş yapar, ama sokak boyunca giderseniz gerçekten çiçek kutularının sokaktan sokağa değiştiğini görürsünüz: bitkiler arası gerçek bir çeşitlilik var. | TED | قد تتوقعون أن مدينة كهذه فيها أحواض أزهار مطورة في شارع ميتشيغان، حيث يتسوق الناس الأثرياء لكنك إذا مشيت فعلاً في الشارع سترى أن أحواض الأزهار تتغير من شارع لشارع هناك حقاً تعددية في النباتات |
Gelecek sayıda kapak konusu olmayı bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تتوقع وجود القصة على غلاف العدد التالي |
- Burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الإنتظار هنا. |
Eğer isterseniz içeride bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | هو عالق في بعض الزحام يمكنك الإنتظار بالداخل إذا أردت |
İşe dönmeliyiz. İsterseniz yan odada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يجب ان نعود للعمل يمكنك الانتظار بالغرفة المجاورة |