Ben de bu yüzden öğretmen oldum. beni olduğum kişi yaptı. | Open Subtitles | وهذا هو السبب أنني أصبحت معلمـًا جعلني ما أنا عليه الآن |
Beni, olduğum şey haline getiren sendin. | Open Subtitles | أنتِ كنتِ الشىء الذى جعلنى على ما أنا عليه |
beni olduğum gibi kabullenen tek kişi. | Open Subtitles | الوحيدة التي تقبّلتني على ما أنا عليه فعلاً |
beni olduğum kişi yapan sensin. | Open Subtitles | وقد ساعدتني على أن أكون ما أنا عليه الآن |
beni olduğum halimle, güçlerimle seviyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يحبّونني على ما أنا عليه ومِنْ ضمنها قدراتي |
Peki, o zaman beni olduğum şeye çevirdiğinde bana yaptıklarının hesabını ödeyeceksin. | Open Subtitles | ستدفع الثمن إذاً على تحويلي إلى ما أنا عليه الآن |
beni olduğum şey yapan sürtükten bunun acısını çıkaracağımın saf düşüncesi. | Open Subtitles | المعرفة المحضة أنني تسديد الكلبة الذي جعلني ما أنا عليه. |
Beni böyle mükemmel arkadaşlarla görebilse, belki beni olduğum gibi sevebilir. | Open Subtitles | كي تراني وأنا مع أصدقاء رائعينمثلكم... لربما كانت أحبتني على ما أنا عليه |
Burda konu beni olduğum gibi kabul etmemen. | Open Subtitles | المشكل هنا هو أنت لا تقبل ما أنا عليه |
beni olduğum gibi kabul edecek bir aile. | Open Subtitles | عائلة تتقبّلني على ما أنا عليه |
Hayatım boyunca en çok korktuğum adam beni olduğum gibi kabul etti. | Open Subtitles | (ايرل هيكى) , الرجل الوحيد الذى كنت أخافه فى حياتى كلها قبلنى على ما أنا عليه |
Beni, olduğum gibi yaptı. | Open Subtitles | جعلني ما أنا عليه |
Annem beni olduğum gibi kabul eder. | Open Subtitles | أمي قبلتني على ما أنا عليه |
Yani senle babam beni olduğum kişi... ..yani Clark Kent olmam için yetiştirdiniz. | Open Subtitles | وأنت ووالدي ربيتماني لأصبح ما أنا عليه الآن، (كلارك كنت) الحقيقي |
Bu sadece beni olduğum kişi yapıyor. | Open Subtitles | إنما جعلني ما أنا عليه فحسب. |
Vazgeçme.". beni olduğum kişi yapan o, Mike. | Open Subtitles | و هو الذي جعلني ما أنا عليه يا (مايك)... |
beni olduğum kişi yaptın, Danny. | Open Subtitles | (جعلتني ما أنا عليه يا (داني |