Elbette o benim arkadaşım değildi çünkü onunla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | إلا أنها حقيقـة لـم تكـن صديقتي لأنني لم أقابلها بحياتي |
Kes sesini. O benim arkadaşım. İşin ciddiyetinin farkında değil, tamam mı? | Open Subtitles | أصمت أنت أنها صديقتي ولاتعرف جدية الامر, مفهوم؟ |
benim arkadaşım, çünkü ikimiz de insanları kıskandırıyoruz. | Open Subtitles | إنها صديقتي لأننا الإثنين نعرف كيف نجعل الناس يغاروا منّا |
"benim arkadaşım,bundan böyle arkadaş değil." "sevgilim de, sevgili değil." | Open Subtitles | صديقى ، لم يعد صديق حبى ، لم يعد حبى |
O benim arkadaşım, bana yardım ediyor! Arkadaşlarıma bunu yapamazsın. | Open Subtitles | انه صديق لي يحاول مساعدتي لا يمكنك ان تفعل ذلك بصديقي |
Kızınız benim arkadaşım takdir ettiğim ve saygı duyduğum biri ve biliyorum son zamanlarda çok zor şeyler yaşadı. | Open Subtitles | أبنتك، صديقة لي إنها شخص أحترمه، ومعجب به وأعلم إنها تمر |
Dinle, gördüğün kadın benim arkadaşım Simone. | Open Subtitles | أسمعي ، المرأة التي رأيتها هي صديقتي سايمون |
Hiçbir noktaya dokunmadın. O benim arkadaşım, hepsi bu. | Open Subtitles | لم تصيبي أية وتر, انها صديقتي فقط هذا كل شيء. |
benim arkadaşım Fritzy çok uzun zamandır 11 numaraydı. Bu yıl onun yılı olabilir! | Open Subtitles | صديقتي كانت رقم 11 لمدة طويلة قد تكون هذه سنتها |
benim arkadaşım ve holün karşısında oturan ve bir sürü çocuk isteyen. | Open Subtitles | صديقتي التي تعيش امامي وتريد الكثير من الاطفال |
Ama ben yalnızca Leticia'yı düşünüyordum ve sonsuza dek benim arkadaşım olacağını. | Open Subtitles | لكني كنتُ أفكر فقط فيهـا، وفي أنها سوف تكون صديقتي وللأبـد. |
Evet ya. Bu benim arkadaşım. Bakın. | Open Subtitles | هذا صحيح, هذه صديقتي تأكّدوا منها تأكّدوا منها |
O benim arkadaşım değil, biliyorsun. Demek istediğim, o bir Çinli. | Open Subtitles | انه ليس صديقى وأنت تعرفين أقصد انه رجل صينى |
"Neden olmasın?" diye düşündüm. Sonuçta o benim arkadaşım ve gitmeliydim. Hem tatil yapmak için iyi bir fırsattı. | Open Subtitles | وافقت على الفور ولما لا وهو صديقى ومن واجبى مجاملته |
O benim arkadaşım, bana yardım ediyor! Arkadaşlarıma bunu yapamazsın. | Open Subtitles | انه صديق لي يحاول مساعدتي لا يمكنك ان تفعل ذلك بصديقي |
Pekala, övünmüyorum ama ben oyun kurucuyken benim arkadaşım Westmonte'un da arkadaşıydı. | Open Subtitles | حسناً ، أنا لا أتبجح ، ولن عندما كنت لاعب رئيسي صديق لي كان صديق ويسمونت |
Öldürdükleri kızlardan biri benim arkadaşım değildi. | Open Subtitles | إحدى الفتيات اللائي قتلن لم تكن صديقة لي |
Bu benim arkadaşım Michelle. Merhaba diyor. | Open Subtitles | لقد كانت هذة صديقتى ميشيل لقد كان يقول هاى |
Bunlar kim? Matt, bu benim arkadaşım Nikki ve oğlu Austin. | Open Subtitles | مات، هذا صديقُي نيكي وإبنها أوستن. |
O benim arkadaşım olana kadar ben de onla arkadaş olmak istemiyordum. | Open Subtitles | وحتى يمكنه أن يكون صديقاً لي لم أريده أن يكون صديقاً لي. |
Şimdi beni dinle, benim arkadaşım yok. | Open Subtitles | إستمعي إليّ، ليس لديّ أصدقاء |
benim arkadaşım yok. | Open Subtitles | انا ليس لدى اصدقاء. |
Buradaki s*k kafalı üzgün olduğunu söylüyor. O benim arkadaşım. | Open Subtitles | ـ ها هو الملعون يقول أنه متأسف ـ إنه صديقي |
Hayır, gelmeyeceklerdi. Onlar benim arkadaşım değil. | Open Subtitles | لا، لم يفعلوا، إنهم فقط ليسوا أصدقاء لي |
O benim arkadaşım, hatta adresini bana kendisi verdi. | Open Subtitles | إنه صديق لى لقد دوّن لى العنوان, هنا تماماً |
ve şimdi burada çalışanlar da benim arkadaşım. | Open Subtitles | و لدي أصدقاء الآن الذين ععلوا في هذا المصنع |
Başta benim arkadaşım olduğu ve artık onunla hiç görüşmediğim için insanların temkinli davranmasını istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد ان الفت انتباه الناس بسبب انه كان صديقي أولا ولكن الآن أنا لا أراه او هيلي |
Dostum, buradaki herkes benim arkadaşım. | Open Subtitles | أنا أصادق الجميع هنا يا أخي |