Benim duyduğum hikâyede bizden gelen bir mermi sizi doğrudan eşek cennetine yollarmış. | Open Subtitles | القصّة التي سمعتها تبتعد طلقة واحدة، واللاشيء ذلك سيذهب بكما إلى المملكة القادمة. |
Bu kesinlikle Benim duyduğum hikayeden daha iyi bir hikâye. | Open Subtitles | حسنٌ، ذلك بالتأكيد أفضل من الإصدارات التي سمعتها |
Benim duyduğum isim "D Şubesi" idi. Milletvekilleri. Subaylar. | Open Subtitles | "الاسم الذي سمعته هو "القسم د رجال الشرطة العسكرية , ضباط الجيش |
Benim duyduğum isim D Şubesi idi. | Open Subtitles | "الاسم الذي سمعته هو "القسم د |
Evet, Benim duyduğum da buydu. Lastik patlamadan hemen önce. Haklısın. | Open Subtitles | أجل، هذا ما سمعته أنا مباشرة قبل أن ينفجر إطار السيارة |
Benim duyduğum, daha çok bir gişe kapısıymış, öyle değil mi? | Open Subtitles | ما سمعته انه كان عبارة عن باب دوار .. أليس كذلك؟ |
ama Benim duyduğum höpürtülü bir ses, yapışkan bir duvardan cırt cırtlı bir bantın aniden çekilmesi gibi bir ses ve şaka yapmıyorum. Videoyu gösterebilir miyiz? | TED | وما أسمعه هو صوت الإلتهام، ويجري انتزاع الضوضاء الذي يبدو وكأنه انتزع من على حائط لزج وأنا لا أمزح حتى. هل يمكننا تشغيل شريط الفيديو؟ |
Benim duyduğum bu adamın oğluma piç gibi davranmasıydı, öyle de. | Open Subtitles | ما سمعته أن هذا الرجل عامل بُني كـ مؤخرة حصان رغم أنه كذلك |
Benim duyduğum versiyon öyle değildi. | Open Subtitles | هذه ليست النسخة التي سمعتها من القصة |
Benim duyduğum hikâyede bizden gelen bir mermi sizi doğrudan eşek cennetine yollarmış. | Open Subtitles | القصة التي سمعتها أن طلقة واحدة منا، ولا شيء سيفجركم جميعاً ... |
Benim duyduğum son böyle değildi. | Open Subtitles | هذه ليست النهاية التي سمعتها. |
Benim duyduğum parazit, Ajan Porter bildiğin dinleme cihazını kapatmış gibiydi. | Open Subtitles | حالة السكون التي سمعتها بدت أشبه بكثير وكان العميل (بورتر) اغلق جهاز التنصت |
Benim duyduğum, daha çok bir gişe kapısıymış, öyle değil mi? | Open Subtitles | ما سمعته انه كان عبارة عن باب دوار .. أليس كذلك؟ |
Çünkü Benim duyduğum kadarıyla çocuk cinayetinden Concord'a yollanan sizin gibilere kime niyet kime kısmet, deniyormuş. | Open Subtitles | لان ما سمعته أنكم اُرسِلتوا لقتل الأطفال كملاعين |
Benim duyduğum öyle. Ben gelmeden önce olmuş. | Open Subtitles | هذا ما سمعته , بأية حال لقد كان هذا قبل مجيئي |
Benim duyduğum tek şey sağ kalan birinin pişmanlığı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أسمعه هو "ذنب النّاجي". |
Benim duyduğum sözleşmeli bir hükümet görevlisinin kasabaya girmek istemesi ve sizin de ateş açarak adamlarını öldürmeniz. | Open Subtitles | ...ما سمعته أن الحكومة صدقت دخول المتعهد إلي هذه البلدة وأنت فتحت النار عليه وقتلت أحد رجاله |