"benzer şekilde" - Traduction Turc en Arabe

    • وبالمثل
        
    • بالمثل
        
    • مشابه
        
    • مماثل
        
    • وبنفس الطريقة
        
    • ظروف مماثلة
        
    • شبيهة بهذا
        
    • بطريقة مماثلة
        
    • بنفس
        
    • مشابهة
        
    • مشابهين
        
    benzer şekilde, sosyal güvenlikle ilgili diğer sorunlar da internette popüler konular. TED وبالمثل ، العديد من القضايا الأخرى المتعلقة بالسلامة العامة هي موضوعات ساخنة على الانترنت.
    benzer şekilde, taş heykellere tapmamızı istiyorlar. Open Subtitles وبالمثل ، ندفع لرؤية الأصنام الحجرية في المعابد
    benzer şekilde biz de laboratuvarımızda yapay robot sürüleri yaratmaya çalışıyoruz. TED بالمثل في مختبرنا حاولنا خلق سرب صناعي من الروبوتات.
    Yoganın fiziksel egzersiz ve düzenli solunum karışımının akciğer sağlığı için de benzer şekilde terapötik olduğu kanıtlanmıştır. TED مزيج اليوجا من التمارين البدنية والتنفس المُنظَّم أثبتت بالمثل فاعليته العلاجية لصحة الرئة.
    Tabii, elinde gerçek bir silah yoktu, tarif edilen silaha benzer şekilde siyah bir nesne tutuyordu. TED الآن، نحن لم نستخدم مسدس حقيقي في يده لذلك كان معه شيء اسود في يديه كان مشابه للمسدس الذي تم وصفه
    benzer şekilde, evrim, bizi hayatta tutan algısal simgelerle şekillendirdi. TED وبشكل مماثل فإن التطور قد شكلنا برموز حسية صممت لتحفظنا احياء
    benzer şekilde, yeni doktorları şöyle eğitiyorum; bir hastanın odasına girdiğinizde hasta kaydına bakmadan önce, odaya göz gezdirin. TED وبنفس الطريقة أطلب من الأطباء الجدد: عند الدخول إلى غرفة المريض، وقبل أن يلتقطوا الملف الطبي، أن يقوموا فقط بالنظر حول الغرفة.
    benzer şekilde, kan yağlarınız biraz yüksek olabilir, ve yine, toplam kolestrol değerinizin ne olduğunu anlayabilir, hatta onu isterseniz HDL ve LDL seviyelerine parçalayabilirsiniz. TED وبالمثل يمكن اطلاق هذا على الدهون ويمكن معرفة مستوى الكلوسترول ومن ثم يمكن معرفة نسبة البروتين الدهني منخفض الكثافة و عالي الكثافة
    benzer şekilde, ekonomik eşitsizlik arttıkça, sosyal girişimler ve topluluklardaki olumsuz şeyler, obezite ve şiddet, hapis ve ceza gibi şeyler de kötüye gider. TED وبالمثل فإن الأمور السلبية بين أوساط الجماعات والمجتمع أشياء مثل السمنة، والعنف، والسجن والعقاب، تتفاقم مع ارتفاع عدم المساواة الاقتصادية.
    benzer şekilde daha az katılımcı ile her bir bireyin genel sonuç üzerindeki etkisi daha büyüktür— bu yüzden büyük resmi saptırabilirler. TED وبالمثل مع عدد أقل من المشاركين يكون لنتائج كل فرد تأثير أكبر على النتائج الإجمالية، ويمكنها بالتالي أن تُحرف الاتجاهات السائدة.
    benzer şekilde inançlar insanları doğal eğilimlerinde dolayı suçlu hissetmelerine koşullandırır hepsi bağışlanmanın ve kurtuluşun tek yolunu kendileri sunarlar kendi kendini koruyan bu düzenin kalbinde para yatar. Open Subtitles وبالمثل ، فإن الأديان تـُشعر الناس بالذنب لما تمليه عليهم فطرتهم الطبيعية، كل ٌ يدّعي أنه يملك الطريق الوحيد الى الخلاص والغفران. فيقلبهذاالحفاظالذاتيالمؤسساتييكمِنالنظامالنقدي.
    benzer şekilde, ilişkimizi de yedi hayat sürebilir! Open Subtitles فستكون علاقتنا بالمثل وستستمر لسبع أعمار قادمة
    benzer şekilde, eğer poliçede Tanrının adı yazıyorsa bu, Tanrının ödeyeceği anlamına gelmez. Open Subtitles ..بالمثل ، اذا كان اسم الإله مكتوب في شروطنا فهو ليس مسئولاً عن دفع التعويض
    Nasıl inançlı bir insan Tanrı olmadan eksik olursa benzer şekilde Tanrı da inançlı insan olmadan eksik olur. Open Subtitles كما يكون المحب غير مكتمل بدون حبيبه بالمثل ، نحن موجودون هنا بمحبتكم لنا
    benzer şekilde, bu akıl almaz üreme organlarını böceklerde, memelilerde, sürüngenlerde, balıklarda, örümceklerde ve hatta salyangozlarda görürüz. TED نرى بشكل مشابه أعضاءً تناسلية غير معقولة لدى الحشرات، الثدييات، الزواحف، الأسماك، العناكب، حتى لدى الحلزونات.
    Karbonatlı içecekler benzer şekilde midenin köpürmesine sebep olur ve kapakçığı açmak için baskı uygular. TED وبشكل مشابه فإن المشروبات السكريّة قد تشكّل فقاعات تكبر في المعدة، ما يُجبر على انفتاح الصمام.
    benzer şekilde, sürekli hareket halinde olan atmosfer nedeniyle, astronomik kaynakları görmek çok zordur. TED و بشكل مشابه جداً بنفس الطريقة، انه لمن الصعب جداً رؤية المصادر الفلكية، بسبب الغلاف الجوي الذي يترك بشكل دائم
    Kabul ediyorum. Bazı şeyler benzer şekilde olabilir. Open Subtitles منح أشياء قد تحصل على نحو مماثل
    benzer şekilde model levhalarını küçücük elleriyle tutmakta zorlanabilir. TED وبنفس الطريقة .. ان عملية نسخ \ نقل ما كتب على السبورة هو مرهق جداً لها !
    Dün, dünyanın farklı yerlerinde, 11 farklı saat diliminde 52 kişi benzer şekilde öldü. Open Subtitles أمس، توفي 52 شخصا في ظروف مماثلة عبر العالم، في 11 نطاق زمني مختلف
    Sizinkine çok benzer şekilde yaşayan birisini tanıyorum. Open Subtitles فأنا أعرف شخصاً مر بتجربة شبيهة بهذا
    Fakat benzer manipülasyonların doğası dikkate alındığında, benzer şekilde etkilenmeyen tek türün insan olduğunu düşünmek de tamamen mantıksız geliyor. TED ولكن بأخذ الطبيعة الشائعة لمثل هذه التلاعبات بعين الاعتبار، فإنه سيكون من غير المحتمل كليًا للبشر أن يكونوا الصنف الوحيد الذي لا يصاب بطريقة مماثلة.
    Bu şehirlerde insanların bugünkü ve yarınki hayatlarında mimarinin etkisi binaların büyüme hızına benzer şekilde yerel toplulukları ve ekonomileri değiştirmesidir. TED وفي هذه المدن، تأثير الهندسة المعمارية في حياة الناس اليوم والغد تغير في المجتمعات والاقتصادات المحلية بنفس السرعة كما تنمو المباني
    Senden önceki 5 kişi, benzer şekilde tasarlanmıştı türün geri kalanına çok bağlıydılar. Open Subtitles إن أسلافك الخمسة كانوا مصممين على توقعات مشابهة طريقة تشير الى حكمة تتنافى
    Depremden sonra benzer şekilde giyinmiş insanlarla birlikte olmak hoş gelebilir. Open Subtitles بعد الهزة الأرضية سيكون من الممتع أن تكون بالقرب من ناس مشابهين لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus