| Sally, o benzin istasyonuna gidip yardım çağırmalıyız. | Open Subtitles | وماذا إذا ضللنا نحن أيضأ؟ سالى ، يجب علينا أن نذهب الى محطة البنزين ونحصل على بعض المساعدة |
| Ve benim benzin istasyonuna gittiğimi söyleyecek. | Open Subtitles | ويقول ايضا انني في طريقي الى محطة البنزين |
| Jimnastikten sadece beş mil ötedesin. Orda dur ve sağdaki benzin istasyonuna bak. | Open Subtitles | إن المكان يبعد خمسة أميال عن هنا بعد محطة الوقود |
| İlk olarak, dün benzin istasyonuna geldiğin için teşekkürler, ...kartımdaki para tükendiği için kartım çalışmıyor. | Open Subtitles | شكراً لك لأمس , من أجل محطة الوقود لكن هناك سبب وراء أن بطاقاتي رفضت بسبب أني انفقت الكثير من الأموال |
| Tamam, benzin istasyonuna. | Open Subtitles | حسناً، أنا أحتاج محطة بنزين |
| ve bir gün, aynı zamanda bir kafe olan bir benzin istasyonuna girdik. İçeride dolu erkek vardı. | TED | وفي يومٍ من الأيام، ذهبنا لمحطة الوقود والتي كانت تتضمن مقهى أيضًا، كانت مليئة بالرجال. |
| Bu sizi ilk benzin istasyonuna kadar götürür. | Open Subtitles | هذا سيوصلك لمحطة البنزين القادمه |
| Öğlen benzin istasyonuna gitmiştim ve başlığı biraz elimden kaçırmışım. | Open Subtitles | كنت في إحدى محطّات البنزين مؤخرًا وانجرف الخرطوم من يدي قليلًا. |
| Benzin istasyonunda pompacı olarak çalışıp da, altı benzin istasyonuna sahip olan bir çocuk gibi mi? | Open Subtitles | الطفل ابن الطفلة الذي انتهى به المطاف يحصل على 6 محطات وقود |
| Şimdi gittiği yer orası. benzin istasyonuna gidiyor. | Open Subtitles | والان هو يسير الى محطة البنزين على الطريق |
| Ve benim benzin istasyonuna gittiğimi söyleyecek. | Open Subtitles | ويقول ايضا انني في طريقي الى محطة البنزين |
| Şimdi gittiği yer orası. benzin istasyonuna gidiyor. | Open Subtitles | والان هو يسير الى محطة البنزين على الطريق |
| benzin istasyonuna annene yardım etmek için gelmiştik. | Open Subtitles | نحن من أتينا لمساعدة والدتكِ في محطة البنزين |
| benzin istasyonuna gidip hayatında yediğin en iyi barbeküyü yiyebilirsin. | Open Subtitles | تستطيع ان تذهب الى محطة البنزين و تحصل على افضل شواء لم ترى مثله في حياتك |
| Sizi benzin istasyonuna götürebilirim? | Open Subtitles | يمكنني على الأرجح ان أخذك الى محطة الوقود |
| Adamı bulmuş ve onu benzin istasyonuna götürmüş. | Open Subtitles | ثم وجد الشخص, و أخذه إلى محطة الوقود |
| Onu benzin istasyonuna bırakırken, şunu farketmiş, "Ee, bu da kitabımda vardı. | Open Subtitles | و بينما كان يقف عند محطة الوقود قد استوعب الأمر " مهلا, هذا في كتابي أيضا" |
| Bir benzin istasyonuna çekiyor. | Open Subtitles | لقد توقف في محطة بنزين |
| En yakın benzin istasyonuna gidiyor. | Open Subtitles | ستذهب إلى أقرب محطة بنزين |
| Dinle, benzin istasyonuna gideceksin. | Open Subtitles | أصغ، أريدك أن تذهب لمحطة الوقود |
| Benimle benzin istasyonuna gelip, George'a karısının dışarıda olup olmadığını sormak ister misin? | Open Subtitles | أنت! أتريد أن ترافقني لمحطة الوقود. وقل لـ"جورج" ما إذا كانت زوجته بالخارج لوحدّها. |
| Gelirken durduğumuz benzin istasyonuna koşup, bir çekici getireceğim. | Open Subtitles | سأعود لمحطة البنزين التي توقفنا عندها -لأحضر سياره تقطرنا |
| Öğlen benzin istasyonuna gitmiştim ve başlığı biraz elimden kaçırmışım. | Open Subtitles | كنت في إحدى محطّات البنزين مؤخرًا وانجرف الخرطوم من يدي قليلًا. |
| Benzin istasyonunda pompacı olarak çalışıp da, altı benzin istasyonuna sahip olan bir çocuk gibi mi? | Open Subtitles | الطفل ابن الطفلة الذي انتهى به المطاف يحصل على 6 محطات وقود |
| - Birkaç gün önce Springfield yakınlarındaki bir benzin istasyonuna uğramış. | Open Subtitles | ووجدت مطابقة له بمحطة بنزين قرب (سبرينغفيلد) مذ عدّة أيام. |