"beslenmek" - Traduction Turc en Arabe

    • التغذي
        
    • تتغذى
        
    • للتغذية
        
    • التغذّي
        
    • يتغذى
        
    • للطعام
        
    • للتغذي
        
    • التغذية
        
    • ويتغذى
        
    • لتتغذى
        
    • للتَغْذِية
        
    • التّغذية
        
    Ama şu an bir larva olarak, görevi beslenmek ve büyümek. Open Subtitles ولكن بينما هي يرقة , فمهمتها هي التغذي والنمو
    Planktonla beslenirler ve ne zaman güvenli olursa beslenmek icin planktonlarin en yogun oldugu acik denize yönelirler. Open Subtitles تتغذى على البلانكتون، و حيثما يكون الوضع آمناً، تتجه نحو المياه المفتوحة حيث يتواجد البلانكتون بكثافة.
    Buraya orgazm enerjisiyle beslenmek için mi geldin? Open Subtitles سافرت إلي هنا للتغذية علي طاقة نشوة الإلتقاء الجنسي ؟
    beslenmek için denize açılmaları ve bu engeli geçmeleri gerekiyor. Open Subtitles عليهم أن يجتازو هذا المانع للمياه المفتوحة لو أرادو التغذّي
    Dışarıda olup beslenmek ister. Open Subtitles انه يريده ان يكون هنا في الخارج في العلن حيث يستطيع ان يتغذى و يتكاثر
    Yaratıkların beslenmek için bir giriş deliğine ihtiyaçları var. Open Subtitles المخلوقات التي تأكل على سبيل المثال تحتاج مدخلا للطعام
    Bazı hayvanlar kıyıya beslenmek için değil yavrulamak için gelirler. Open Subtitles بعض الحيوانات تأتي إلى الساحل، ليس للتغذي ولكن لتلد صغارها.
    Cinsel enerji ile beslenmek, bu benim yapabileceğim bir diyet. Open Subtitles التغذية على الطاقة الجنسية ذلك غذاء استطيع ان اتحمس له
    Hayatta kalmak için masum insanlarla beslenmek zorunda kalacaksın. Open Subtitles سيكون عليك التغذي على دماء الأبرياء لتنجوا
    Yani bizi öldürüp etimizden beslenmek istiyorlar. Open Subtitles علينا أنْ نفترض بأنّهم يريدون قتلنا و التغذي على لحومنا
    beslenmek için götürülmüş olmalılar. Open Subtitles كان يجب أن يبقوهم من أجل التغذي
    Şahmerdan görünümlü kafaları ile bitkilerin arasında yollarını açarak beslenmek için ihtiyaç duydukları çürümeye yüz tutmuş otlara erişebilirler. Open Subtitles رأسها المسلح مكنها من أن تمهد طريقها خلال النباتات لكي تقوم بجمع النباتات المتحللة التي تتغذى عليها
    İkimiz de biliyoruz ki, insanlara sadece boyunlarına... ..dişlerimizi geçirmek ve onlarla beslenmek için yakınlaşırız. Open Subtitles كلانا يعرف أقرب شيء للبشر هو عندما تمزّقه و تتغذى عليه
    Henüz sütten kesilmedikleri için çiftleşme zamanında kreş gibi bir arada oldukları yerlerde toplanır ve yalnızca beslenmek için annelerinin yanına giderler. Open Subtitles هم لم يفطموا في الوقت الأخدود والفرقة الكبيرة معا في دور الحضانه العودة الوحيد إلى أمهاتهم للتغذية
    beslenmek için suyun derinliklerine inmek zorundadırlar. Open Subtitles انه يحتاجون إلى المغامرة في المياه العميقة للتغذية
    Tatarcık beslenmek için kurbanın etinde bir yara açar ve parazitli solucanlar tatarcığın kafasının çıktığı yere, kurbanın kanına hücum eder. Open Subtitles مرض يتطلب جرح بجسد الضحية حتى يتمكن من التغذّي مثل الطفيليات التي تخرج من ذبابة التسي تسي وتتوجه مباشرةً لدم الضحية
    Onu sadece diğer vampirlerden beslenmek isteyen bir tür kuduz vampire çevirmiştin. Open Subtitles حوّلته لمصّاص دماء ضارٍ يشتهي التغذّي على دم مصّاصي الدماء فقط.
    İnsan yavrusu beslenmek zorundaydı, hem de en kısa zamanda. Open Subtitles هذا الطفل عليه أن يتغذى وبسرعة
    Her yaz 40 milyondan fazla penguen beslenmek için Güney Okyanusu'na gider. Open Subtitles ،في كل صيف ينطلق ما يربو على 40 مليون بطريقٍ إلى المحيط الجنوبي طلباً للطعام
    Elk var olan en yüksek miktarda proteinle beslenmek için kışın yemek sitilini değiştirmeyi öğrenmiştir. Open Subtitles الأيّل قد تعلم كيف يغير عاداته الغذائية فى الشتاء للتغذي فقط على العلف البروتيني المتوفر.
    Dünya'daki her dokuz insandan biri yetersiz beslenmek zorunda kalıyor. TED يعاني واحد من بين كل تسعة أشخاص حول العالم من نقص التغذية.
    Bu 24 saat içinde, yer altına götürmek ve beslenmek için yiyecek kaynağı bulmak zorunda. Open Subtitles ولكن في هذه ال24 ساعة, يجب عليه أن يجب مصدر طعام لكي يأخذه معه تحت الأرض ويتغذى عليه
    Akşamları tepelerden, kurtlar beslenmek için aşağı inerler. Open Subtitles عندما تصبح الأشياء ناذرة في التلال, تأتي الذئاب إلى هنا لتتغذى.
    Benekli yunuslar beslenmek için kıyıları terk edip, derinlere gittiğinde şişe burunlar sığlıklarda avlanıyorlar. Open Subtitles بينما تَتْركُ الدلافينَ المرقّطةَ البنوكَ للتَغْذِية في الماءِ الأعمقِ , السمك قنيني الأنف يذهب إلى المياه الضحلة.
    Günlük olarak beslenmek zorundalar. Open Subtitles هذه الأشياء مثل مدمني التخريب . يحتاجون إلى التّغذية يوميا .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus