Dr. Halsey bize beyinlerimizin yeni bedenlerimizle nasıl çalışacağını yeniden öğrenmesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | دكتور هلسي أخبرتنا أن على عقولنا أن تتدرب كيف تعمل في أجسادنا الجديدة |
Ama beyinlerimizin dinlenmeden, sürekli olarak yeni fikirler üretmesi neredeyse imkânsızdır. | TED | ولكن بالطبع يكاد يكون من المستحيل أن تستمر عقولنا في ابتكار أفكارٍ جديدة بدون أي راحة. |
Ama bu resmi kaldırsam bile, beyinlerimizin bu tip paternleri bulma konusundaki şartlanması nedeniyle illüzyon hala güçlü bir şekilde görülebiliyor. | TED | ولكن حتى عندما ابعدها بعيدا فان الوهم قوي جدا بسبب كيف ان عقولنا تجتهد في البحث للعثور على هذا النوع من الانماط |
Sağlığımız, varlığımız ve müşterek güvenliğimizin hatırına, beyinlerimizin bağımsız karar veren kısımlarını açık tutmamız gerekli. | TED | من أجل صحتنا، ثروتنا و أمننا الجماعي، يتحتم علينا أن نجعل الأجزاء المسؤلة عن اتخاذ القرارات المستقلة في أدمغتنا تعمل. |
Ama değil. O, akıllı beyinlerimizin bizi, ölümün gerçekliğiyle ilgili kandırmak için yarattığı bir projeksiyon. | TED | لكنها ليست كذلك؛ هي ليست سوى امتداد، تخلقه أدمغتنا ببراعة لنشغل أنفسنا عن حقيقة الموت. |
En iyi genç beyinlerimizin onurlu Doğulu havasına girerken bir yandan da Batının her zayıf noktasını mümkün olduğunca çabuk alıp, asimile olmaları doğal. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي أن عقولنا الشابة تفترض جوامن الكرامة الشرقية بينما تشابه |
O şey, bizim küçük maymun beyinlerimizin bunu anlamasını engellemek için tasarlandı ve biz önemini anlayıp, ilerleme kaydedene kadar da bu böylece sürüp gidecek. | Open Subtitles | هذا الشيئ مصمم لجعل عقولنا لا تستطيع فهمه وحتي نتقدم علمياً |
Eninde sonunda beyinlerimizin bir kopyasını bilgisayara yükleyebileceğimizi söyleyen bir fikir. | Open Subtitles | الفكرة التي تتباحث قدرتنا بنهاية المطاف على تحميل نسخ من عقولنا على حاسوب. |
Bana göre, beyinlerimizin icat ettiği en sevilesi şey. | TED | وألطف شيء قامت عقولنا بابتكاره. |
İşte tam bu yüzden beyinlerimizin özellikle sakınılması gerek. | TED | لهذا السبب تحتاج عقولنا إلى الحماية. |
Craig'e göre bunun nedeni beyinlerimizin bir film şeridi gibi bulunduğumuz dilimlerde hapsolmasıdır. | Open Subtitles | يوجدون معا. ويعتقد (كريغ) هذا لأن عقولنا ينظمون معاً شرائح فردية للآن، |
Edward de Bono, beyinlerimizin motife uyan makineler olduğunu iddia etmişti. | TED | و الآن يجادل ادوارد دي بونو على ان أدمغتنا هي آلات لأيجاد التماثل |
Ve eğer bu böyleyse düşünüyorum da, belki, sadece belki, beyinlerimizin asıl amacı itibarımıza hizmet etmek olabilir. | TED | كما تعلمون إذا كان ذلك قد حدث معي فإن هناك احتمال وهو مجرد احتمال بأن الهدف من أدمغتنا خدمة الكرامة الخاصة بنا |
beyinlerimizin daha iyi görmesi için, bir nevi insani sezgilerimizi tatmin etmek adına RGB (kırmızı-yeşil-mavi) kullanıyor olmamız komik. | TED | ومن المضحك أننا نستخدم آر جي بي فقط كنوع من الإرضاء لحدسنا الإنساني، حتى نستطيع أن نرى أدمغتنا بشكل أفضل. |
Öğrendiğimiz tek bir şey varsa o da beyinlerimizin daima yüreklerimizin önünde geldiğidir. | Open Subtitles | إذا كان يوجد شيء واحد يجب أن نتعلمه فإنه ذلك كما تعلم أدمغتنا دائماً تسبُق قلوبنا |
Öğrendiğimiz tek bir şey varsa o da beyinlerimizin daima yüreklerimizin önünde geldiğidir. | Open Subtitles | إذا كان يوجد شيء واحد يجب أن نتعلمه فإنه ذلك كما تعلم أدمغتنا دائماً تسبُق قلوبنا |
Ancak beyinlerimizin bunu nasıl yaptığını bilmediğimiz için, böyle bir bilinç makinası üretme durumunda değiliz. | TED | لكن بما أننا لا نعرف كيف تقوم أدمغتنا بذلك، نحن- حالياً- لسنا بمستوى يخولنا أن نصنع آلة واعية |