Bizden Bilgisayar'ı çalan Bryce Larkin. | Open Subtitles | وهو نفس برايس لاركين الذى سرق التداخل مننا |
Umarım, Bilgisayar'ı hizmete sokarız da senin için bu kâbus sona erer. | Open Subtitles | نستطيعُ الآن إعادة بناء "التداخل", وسينتهي هذا الكابوس بالنسبة إليك -طاب يومكم |
Bilgisayar'ı da yanınıza alın, bakalım bir şeyler çakacak mı. | Open Subtitles | يجب ان تأخذى التداخل معكم حتى يرى اذا اومض على اى شيء |
İlk görevinin Bilgisayar'ı korumak olduğunu unutuyorsun. | Open Subtitles | أنت ناسي أن واجبك الأول هو حماية التداخل |
Eğer Bilgisayar'ı kafandan çıkartmak istiyorsan o bilgisayarı anlaman gerek. | Open Subtitles | سوف تحتاجهم لفهم هذا الحاسوب أذا كنت تريد اخراج التداخل من رأسك |
Çünkü, bu ülke için yaptığın onca şeyden sonra babanı bulmayı, Bilgisayar'ı kafandan çıkarmayı ve normal bir hayat sürmeyi hak ediyorsun. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | لأن ، بعد كل شيء فعلته لهذه الدوله ، أنت تستحق ان تجد والدك لتخرج التداخل من رسك وتحضى بحياة طبيعية |
Bu Bilgisayar'ı kafamdan çıkarmak istiyorum. Bana yardım edecek misin etmeyecek misin? | Open Subtitles | أريد ان أخرج هذا التداخل من رأسي هل تريد ان تساعدني أو لا؟ |
Bilim adamlarımız annenin Bilgisayar'ı bastıracak bir cihaz kullandığını ve karşı tedbirlerin var olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | علمائنا يعتقدون أن أمك استخدمت جهاز إخماد لتعطيل فاعلية التداخل لهذا يمكن أن يكون هناك تدابير مضادة |
- Heh, ona sor ki, Bilgisayar'ı etkisiz hale sokarak mı koruyormuş beni? | Open Subtitles | أجل,اسألها كيف كان تعطيل التداخل بشأن حمايتي؟ |
Bilim adamlarımız annenin Bilgisayar'ı bastıracak bir cihaz kullandığını ve karşı tedbirlerin var olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | علمائنا يعتقدون أن أمك استخدمت جهاز إخماد لتعطيل فاعلية التداخل لهذا يمكن أن يكون هناك تدابير مضادة |
Hayatındaki doğru insanları bularak ona Bilgisayar'ı olmaması konusunda baskı yaparsak iyice telaşlanacak ve beyni onu çakmaya zorlayacak. | Open Subtitles | عندما نجد المزيج الصحيح من الناس في حياته للضغط عليه فسيصبح قلقاً للغاية بشأن عدم وجود التداخل |
Hükumetin önceliğinin Belçikalı sırları başkalarına satmadan Bilgisayar'ı bulmak. | Open Subtitles | وتأكد من أن التداخل يمثل أولوية كبيرة إلى الولايات المتحدة ، كما هو العثور على البلجيكي قبل أن يبيع أسرارنا |
Hâlâ Bilgisayar'ı bastıracak kadar kendinde. | Open Subtitles | إنه لا يزال مدركاً بما فيه الكفاية لإخماد التداخل |
Bomba elimize geçtiğinde etkisizleştirmek için Bilgisayar'ı kullan. | Open Subtitles | حينما نستحوذ على القنبله يأتى دورك إستخدم التداخل لنزع فتيلها |
Sen Bilgisayar'ı kendine nasıl bağladın? | Open Subtitles | أعنى كيف أمكنك أن تجعلى التداخل يستقر بحياته |
Güvenlik ihlalini göz önüne alırsak Bilgisayar'ı yeni birine nakletmek çok riskli. | Open Subtitles | وضع التداخل فى مجند جديد "على الأقل فى المستقبل القريب يا "تشك |
Yani babamın ilk Bilgisayar'ı CIA için dünyanın en kötü adamını mı yarattı? | Open Subtitles | اذاً التداخل الأصلي لأبي صنع في أخطر رجال العالم على وكالة الأستخبارات المركزية. ؟ |
Baban ilk Bilgisayar'ı bir öğretim aracı olarak tasarlamıştı. | Open Subtitles | والدك طوّر أصلاً التداخل كأداة تعليميّة. |
Kimse kimliğini ifşa etmeni istemiyor, Ajan Walker. Sadece babanla konuş. Bilgisayar'ı da yanına al. | Open Subtitles | لم نطلب منك كشف هويّتك، تحدّثي لوالدك فحسب, وخذي "التداخل" معك |
Bak, Monogram'ı ne kadar çabuk alıp yeni Bilgisayar'ı hazır edersek hayal ettiğin yaşama hayalindeki kişiyle o kadar erken başlarsın. | Open Subtitles | حالما نحصل على "الشيفرة"، سنتمكّن من إزالة "التداخل" الخاصّة بك وبإستطاعتك حينها أن تعيش حياتك مع أيّاً كان تريد |