Anlayacağımız dilde virüs ağ üzerindeki tüm bilgisayarları ele geçirdi. | Open Subtitles | باللغة العامّية الشائعة، الفيروس سيطر على كلّ الحواسيب في الشبكة |
Bu Moskova'da çalışan bir websitesi, bu adamlar enfekte olmuş bilgisayarları satın alıyorlar. | TED | هذا الموقع يعمل في موسكو حيث يشترون حواسيب مصابة |
Yapacağımız ilk iş şehir merkezine gidip bakanlıktaki bilgisayarları kontrol etmek olacak. | Open Subtitles | أول شئ سنفعله سنذهب إلى مركز المدينة و نتجه إلى قسم الكمبيوتر |
bilgisayar tarafından okunabiliyor. Ve bilgisayarları çok etkili yapan şey de bu; bu düzenlenebilir teknik yüksek diller. | TED | ويمكن نطقه عبر الكمبيوتر. وهذا ما يجعل الكمبيوترات قوية: هذه اللغات العالية المستوى التي يمكن أن تتُرجم. |
Ancak çip taktırırsam bu, tüm bilgisayarları kullanabileceğim anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | لكنلوحصلتعلى شريحة.. فهذا يعني أنني سأتمكن من استخدام أي حاسوب ؟ |
Babamın garajına gitmem lazım. bilgisayarları satmasında yardım etmek için. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب. |
Maymun yönetimi bilgisayarları oldukça entrikalı hatalar ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | أظهرت حاسبات ادارة القردة خطأَ غريباً آخر |
Tüm Stealth bombardıman uçakları Cyberdyne bilgisayarları... sayesinde insansız uçmaya başladılar. | Open Subtitles | و كل الاسلحة الثقيلة ستطور عن طريق كمبيوترات هذه المؤسسة و تكون الكترونية التحكم كليا |
Ana bilgisayarları dışarıdan erişime mümkün hale getirecek bir zemin kat mühendisi arıyorum. | Open Subtitles | لذا إنني ابحث عن مهندس ارضي لتحويل الحواسيب المركزية للأتصال بها من الخارج |
Aslında, ben cevabın gözümüzün önünde olduğunu düşünüyorum. bilgisayarları kullanmak. | TED | حسناً .. انا اعتقد اني املك الاجابة عن ذلك انها تقبع امامنا تماما علينا استخدام الحواسيب |
Peki bu adamlar bu enfekte bilgisayarları nasıl paraya çeviriyorlar. | TED | اذن كيف يحول هؤلاء الاشخاص الحواسيب المصابة الى مال؟ |
Bu mekânda yiyecek bilgisayarları yapıyoruz, atılmış ve yeniden kullanılabilir materyaller ile bugünün atıklarını yarının yemeğine çeviriyoruz. | TED | ونبني بدلاً عنها، حواسيب غذاء من مواد مرميّة جرى جمعها وإعادة تصنيعها، تحول ما يتم إهداره اليوم، إلى عشاء الغد. |
Ama kendisi okumuyor onları, bunu yapacak bilgisayarları var. | Open Subtitles | لكنه لم يقرأه بنفسه فلديه حواسيب تفعل ذلك |
onların bilgisayarları var hatta seninkinden iyi. | Open Subtitles | هؤلاء الاشخاص لديهم حواسيب أفضل منك أليس كذلك |
Fikir, bu özellikleri anlayabilmek adına bilgisayarları kullanmak. Mevcut metinleri bilgisayarlara aktardık. | TED | الفكره كانت باستخدام الكمبيوتر لمعرفة هذه الأنماط ، ولذالك ادخل الى الكمبيوتر النصوص الموجودة. |
Cep telefonlarını kapatın. bilgisayarları kapatın. | TED | أوقفوا تشغيل تلك الهواتف النقالة. وأجهزة الكمبيوتر تلك. |
Aslında bilgisayarları ve biyolojiyi severim ve bir şekilde, bunları bir araya getirmek bir meslek. | TED | بشكل أساسي، أحب الكمبيوترات والأحياء وبشكل ما، وضع كلاهما معًا، يعتبر وظيفة. |
İşte bu süre boyunca, insanlık için bilgisayarları ve biyolojiyi birleştirmenin gücünü gördüm. | TED | وفي تلك الأثناء أمكنني رؤية قوة استخدام الكمبيوترات والأحياء مجتمعين سويًا، من أجل البشرية. |
Evet çok haklısın, Red. Ev bilgisayarları. İşte gelecek bu. | Open Subtitles | نعم, إنك محق, ريد, حاسوب منزلي, هذا هو المستقبل |
Bu Steve Wozniak. bilgisayarları nereden öğrendi? | TED | هذا ستيف وزنياك .. اين تعلم عن الحاسوب ؟ |
Wetherhill'in bilgisayarları ürkütücü bir gezegen oluşumu dönemini ortaya çıkardı. | Open Subtitles | حاسبات "ويزريل" لم تكشف عن فترة مرعبة فى تكوين كوكب |
Hakikaten buraya uygun bilgisayarları var mı? | Open Subtitles | هَلْ لديهم أيّ كمبيوترات بالإمكان أَنْ نُدخلها في الحقيقة هناك؟ |
bilgisayarları daha akıllı hâle getirmek, onlara hissedebilme yetisini vermez. | TED | مجرد جعل الحواسب الآلية أكثر ذكاءً لن يجعلها عاطفية. |
bilgisayarları çalmak sadece şüpeyi kendisinden uzaklaştırmak için yapılmış olabilir. | Open Subtitles | سرقة الأجهزة ربما كان طريقةً لإبعاد الناس عن مصدر الشبهة |
Modern teknolojiyle, modeller yapmak için bilgisayarları kullandık. | TED | لذا بالتقنية الحديثة، أستخدمنا كمبيوتر لصنع نموذج. |
Bittiğinde, hazırlanmış güzel, büyük bir antene bağlı rezervasyon bilgisayarları olan 20 havayolu şirketi olacak. | Open Subtitles | عشرون خط طيران مع حجوزاتها على الكومبيوتر مرتبة بشكل جيد |
İnanıyorum ki, bilgisayarları akıllıca kullanmak matematik eğitiminin işe yaramasını sağlamak için altın bir fırsat. | TED | اعتقد ان الاستخدام الامثل للحواسيب هو الحل الانجع لجعل تعليم الرياضيات ينجح |
bilgisayarları mı? | Open Subtitles | أو شيء من هذا القبيل حاسباتهم ؟ |