Bir Alman denizaltısını kaçırmanın gidiş bileti anlamına geleceğini biliyorlardı. | Open Subtitles | يعرفون أن آسر الغواصة يمكن أن يكون تذكرة ذهاب فقط |
Madem beyaz birini seçeceklerini biliyorlardı, ilk başta onu neden denediler ki? | Open Subtitles | إذا كانو يعرفون أنهم سوف يذهبون للأبيض لماذا تركوها تحاول من البداية؟ |
Çünkü bütün resmi görevliler güvenliği test etmek için geleceğimizi biliyorlardı. | Open Subtitles | بالرغم من أن المسؤولين يعلمون أنّنا قادمون من أجل إختبار أمني, |
Bizim zamanımızdaki şarkı sözü yazarları gerçekten şarkı sözü yazmayı biliyorlardı. | Open Subtitles | أيام زمان، كان هناك كاتبو أغاني يعلمون حقا كيف يكتبون الأغاني |
Aslında, bilim insanları uzun zaman önce, hatta Natalia'nın keşfinden de önce, develerin kökeninin gerçekte Amerika'ya ait olduğunu biliyorlardı. | TED | حسنا، لقد عرف العلماء منذ فترة طويلة، كما تبين، حتى قبل اكتشاف ناتاليا، أن الجمال في الواقع من أصول أمريكية. |
Büyük ihtimalle işi yürütenin ayakkabı numarasını dahi biliyorlardı. | TED | ربما كانوا يعرفون حتى مقاس حذاء مشغل الجهاز |
Fotoğraflarının dünyadaki siz özgür insanlar tarafında görülceğini biliyorlardı. | TED | كانوا يعرفون أن صورهم سوف تُرى من قبلكم في العالم الخارجي. |
Bunu biliyorlardı, ve buna izin verdiler. Başka bir rapor, General Fay'in araştırma raporu | TED | لقد كانوا يعرفون ذلك وهم سمحوا بحدوثه. في تقرير آخر، وهو تقرير تقصي قام به الجنرال فاي، |
ve annem öldükten sonra, bizi ne kadar odada bırakacaklarını da biliyorlardı. | TED | كانوا يعرفون الوقت اللازم ليتركوني لوحدي في الغرفة مع أمي بعد أن توفيت. |
Ve oldukça eminim ki, tarihimizi hor gören bu Avrupalı fikir adamları esasında geleneklerimizi biliyorlardı. | TED | وأنا متأكد للغاية أن هؤلاء المفكرين الأوروبيين الذين ألقوا بظلالهم على تاريخنا، يعرفون جيدًا تقاليدنا. |
Bayan Lampert, yaşadığımı biliyorlardı ama beni orada bıraktılar. | Open Subtitles | كانوا يعرفون أننى مازلت حياً ومع ذلك تركونى هناك |
Polisin geleceğini biliyorlardı bu yüzden bana tuzak kurmak için uyuşturucuyu tekneye taşıdılar. | Open Subtitles | كانوا يعلمون بقدوم الشرطة لذا قاموا بنقل المخدرات إلى قاربي ولفقوا لي التهمة |
Bizim zamanımızdaki şarkı sözü yazarları gerçekten şarkı sözü yazmayı biliyorlardı. | Open Subtitles | أيام زمان، كان هناك كاتبو أغاني يعلمون حقا كيف يكتبون الأغاني |
Kariyerci politikacılardan kaçınılması gerektiğini de biliyorlardı. | TED | كانوا يعلمون أنه من الأحسن تفادي السياسيين. |
Pazar hakimiyetini ele geçirmek için uzun vadeli hedeflerin olduğunu biliyorlardı. | TED | كانوا يعلمون انه كان هنالك هدف طويل المدى في بناء هيمنة في السوق |
AIDS araştırmasında yer aldıklarını biliyorlardı. | TED | كانوا يعلمون أنهم يعملون في بحث على الايدز. |
Tamam, sihir komisyonu genç büyüyü yetiştirmek için bir yere ihtiyaçları olduğunu biliyorlardı, böylece Eskiler, Büyü Okulunu yarattı. | Open Subtitles | حسناً ، إذاً المجتمع السحري عرف أنه بحاجة لمكان ليرعى السحر اليافع ، لذا إخترع . الكبار مدرسة السحر |
Ve insanlara onlar hakkında sorular sordum ve evet, bu olayı biliyorlardı, fakat hiç bir şey bilmiyorlardı. Nereden geldiklerine dair, ya da herhangi başka bir şey. | TED | وسألت الناس عن ذلك ونعم، يعلمون بذلك، ولكنهم لم يعلموا شيئاً، من أين أتت، أو أي شيء. |
Yaklaştığımızı biliyorlardı. Yoksa neden hepsi gecenin bir yarısı evden çıksın? | Open Subtitles | لقد عرفوا أننا إقتربنا وإلا لماذا غادروا جميعهم في منتصف الليل؟ |
Susamaya başlıyorlardı, ama nerede su olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | شعرا بالظمأ، لكنهما كانا يعرفان أين يوجد الكثير من الماء |
Fakat bu yolcuğunun uzunluğunun kendilerinin yiyecek ve su kaynaklarını zorlayacağını biliyorlardı. | TED | ولكن كانوا يعرفوا طول هذه الرحلة قد ينزف مخزوناتهم من الطعام والماء |
Ama biliyorlardı ki hem hükümet hem de halk, bu kurumlardan usanmıştı. | Open Subtitles | على أية حال، عَرفوا أنّ الحكومةَ والشعب كَانا مرهقين من هكذا مؤسسةِ |
Dinle llya, bu çift gümrükten geçmenin püf noktalarını ya da pasaport hakkında çok şey biliyorlardı. | Open Subtitles | هذان الإثنان بدا أنهما يعلمان أشياء رهيبة حول الجوازات الأجنبية والتسلل عبر الحدود وأشياءً أخرى |
Ayrıca güvenlik sisteminin ne zaman kapanacağını da biliyorlardı. | Open Subtitles | وعلموا أيضاً بتوقيت إعادة تشغيل النظام الأمني. |
Seni yok edemeyeceklerini biliyorlardı, bu yüzden seni mahvettiler. | Open Subtitles | لقد علموا أنهم لا يمكنهم القضاء عليك لذلك أفسدوك |
Okumayı ve resim çizmeyi sevdiğimi biliyorlardı. Prince'e bayıldığımı da biliyorlardı. | TED | عرفوا أنني أحببتُ القراءة، وعرفوا أنني أحببتُ الرسم، وعرفوا أنني عشقتُ المغني برينس. |
Yani düşman bu iniş alanını engelledi biliyorlardı ki orası ekibin kurtulması için tek şanstı. | Open Subtitles | لذا العدو قطع الطريق لمنطقة الهبوط تلك عالمين أنها الفرصة الوحيدة للنجاة الفريق |
Bu şeytanları doyuracak kadar kanın dünyada olmadığını biliyorlardı. | Open Subtitles | ادركوا ان دم العالم كله ما كان ليروى هذين الشيطانين |
Ama insanlar ona aşık olmuştu. Onun gerçek olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | لكن الناس وقعوا في حبه لأنهم عرفوه , هو كان حقيقي |