Birlikte büyüdüğümüz bir çocuk vardı. Benden daha gençti. Bana saygı gösterirdi. | Open Subtitles | لقد كان هناك فتى نشأت معة و كان أصغر منى |
Beraber büyüdüğüm bir çocuk vardı. Benden gençti. | Open Subtitles | لقد كان هناك فتى نشأت معة و كان أصغر منى |
Hatırlasana, babasını kaybetmiş ve astronot hastası ufak bir çocuk vardı. | Open Subtitles | تذكر، كان هناك طفل صغير فقد والده وكان هاوي رائد فضاء. |
Ama bu kötü bir şey değil. bir çocuk vardı. Nedendir bilmem. | Open Subtitles | ولكنه ليس شيئا سيئا لقد كان هناك ولد, لا أعرف ما مشكلتة |
Bir zamanlar babası Deniz Kuvvetleri'nde olan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك صبي وكان والدة يعمل في البحرية. |
Ama bir çocuk vardı. Üç-dört yıl önce işaretlediklerimizden. | Open Subtitles | ولكن كان هناك فتي ، تم أخذه وإختطافه منذ 3 إلي 4 أعوام سابقة |
Büyüdüğüm mahallede bir çocuk vardı. | Open Subtitles | انها الحقيقه كان هناك فتى من الحي الذي مُنت اسكن به |
Erin'ın dükkanı kapattığını sanıyordun ama kahve içen bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اعتقدت أن أغلقت المكان لكن كان هناك فتى يشرب القهوة |
Bir zamanlar sizin gibi kolay paranın tatlı yoluna baş koyan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتى لا يختلف عنك الذي اتجه لذلك الطريق من أجل المال السهل |
Burada genç bir çocuk vardı, ama kızla birlikte sarı güzel bir arabaya binip gitti... | Open Subtitles | كان هناك فتى هنا لكنه غادر مع فتاة في اجمل سيارة صفراء صغيرة |
Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı, çünkü bakıcı aile dönemi süresince okuldan geri kalmıştı, annesinin cinayetine tanık olmuştu. | TED | كان هناك طفل في الصف أكبر من البقية. لأنه كان عالقاً في نظام الرعاية للتبني، بسبب رؤيته لأمه تقتل. |
Beraber geri döndüğüm son grupta siyahi bir çocuk vardı. | Open Subtitles | في آخر مجموعة عدت معهم، كان هناك طفل أسود. |
Ama o kadar da keyifli olmayan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | و لكن كان هناك ولد واحد لم يكن بهذا الحماس |
Eve gittiğimde sokakta bir çocuk vardı. | Open Subtitles | عندماوصلتإليالمنزل، كان هناك صبي في الشارع |
Bizim mahallede oturan bir çocuk vardı, Chris Bamberger şu allı pullu, gıcır gıcır bisikletlerden vardı onda. | Open Subtitles | كان هناك فتي في الشارع , "كريس بامبرجر" كان لديه واحدة من سيارات السباق المزينة |
Bizi otobüsten attıran bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اذا, هناك كان هناك رجل والذى طردت معه من الاتوبيس |
bir çocuk vardı, işler kontrolümüzden çıktı! | Open Subtitles | لقد كان هناك طفلة والأمور خرجت عن السيطرة |
Tüm bu süreçte bana güvenen.... ...tek bir çocuk vardı. | Open Subtitles | كان هناك غلام وثق بي طوال الوقت. |
Geldiğim kasabada bir çocuk vardı. Suyun altında nefes alabiliyor, onun gibi bir şey. O yüzden hiç önemli değil. | Open Subtitles | أجل، هناك فتى في مدينتي يمكنه التنفس أسفل الماء تقريبًا، لذا ليس ذلك بالأمر الجلل |
Geçen sene bir çocuk vardı. Çok hızlı koşuyordu. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الفتى من العام الماضي، كان يركض بسرعة جداً لكن من أجل فائدته الخاصة |
Bizim birliğimizden bir çocuk vardı. | Open Subtitles | كان هناك هذا الطفل في فرقتنا ... |
Pekala, lise ikide bir çocuk vardı. | Open Subtitles | حسناً ، كان هناك هذا الفتى بالسنة الأولى |
Bir kere sırt çantasında şöyle çıkartma olan bir çocuk vardı: | Open Subtitles | كان هنالك فتى وضع لاصقاً على حقيبة ظهره كُتب عليه: |
Birkaç ay önce, daha büyük bir çocuk vardı. | Open Subtitles | قبل شهرين كان هناك شاب أكبر سنا |