bu çok bilindik bir özellik değerleri karşılaştırmalı olarak değerlendiririz ışığın yoğunluğu ya da sesin yüksekliği gibi | TED | إنها ميزة معروفة جداً التي تمكننا من النظر نحو الكميات بطرق نسبية. كميات مثل شدة الضوء أو ارتفاع الصوت. |
Böylece, basınca duyarlı gösterim yapabilen bir özellik bulduk. | TED | ولذلك وجدنا ان هذا الاحتكاك هو ميزة بحد ذاته بمعنى يمكن ان نبني شاشة عرض حساسة للضغط. |
Yani bir bitkiden bildiğiniz bir özellik alıp diğer bitkiye yerleştirirsiniz ve aynı şeyi yapacağı düşünürsünüz. | TED | فبإمكاننا أخذ ميزة ما من نبتة ووضعها في نبتة أخرى، ويمكننا توقع أنها تستطيع فعل مثل هذا. |
Bence bu biraz daha ileri götürüp insanların üzerinde kullanman gereken bir özellik. | Open Subtitles | هذه صفة عليك أخذها للعمل في الأعلى و استخدمها مع الاشخاص المهمة لماذا؟ |
Bu basit bir genetik miras ve erkekleri birbirinden ayıran başka bir özellik yok. | TED | هي صفة وراثية بسيطة والذكور من ناحية اخرى غير مختلفين |
Kadınlarını, hafızasının koruyucusu yapmak adalara ait bir özellik midir? | Open Subtitles | هل هي ميزة في الجزر لتجعل من النساء حراسا على ذكرياتها؟ |
Donanmada soruşturma yapan biri için iyi bir özellik değil. | Open Subtitles | هذه ليست ميزة جيدة لشخص ما يعمل بالبحرية |
Bu bir irsi bir özellik olmalı. İkiniz de bir an önce konuya girmek istiyorsunuz. | Open Subtitles | لا بد أنها ميزة في العائلة , كلاكما يريد الدخول في الموضوع بسرعة |
Aslında çok değerli bir özellik hele ki içinde bulunduğumuz durumu göz önüne alırsak. | Open Subtitles | فى الحقيقة هى ميزة جيدة جدا أن تتوافر لديك وخاصة فى ظروفنا هذه |
İnsanların her zaman küçümsediği bir özellik maalesef. | Open Subtitles | ميزة رائعة لا يُـقدرها النّـاس في أغلب الأحيان. |
İnsanların her zaman küçümsediği bir özellik maalesef. | Open Subtitles | ميزة رائعة لا يُـقدرها النـّاس في أغلب الأحيان. |
Tüm farklılıkların, Corky ve ben bir özellik paylaşmak ... | Open Subtitles | , لكل أختلافاتنا , كوركي وأنا نتشارك ميزة واحدة |
Bence, oldukça iyi bir özellik. | TED | وأعتقد أنها ميزة جيدة فينا نحن البشر. |
Belki de küresel ulaşımı bir sorun değil de iyi bir özellik olarak gördüler, ta ki iki ay öncesine kadar, bir grup hacker bunu kullanarak insanların dosyalarına ulaşana kadar. | TED | ربما ظنوا أن الاتصال المتاح للجميع كان ميزة وليس عيباً، وذلك لغاية شهرين مضت عندما قام مجموعة من المخترقين باستخدم الثغرة للتطفل على ملفات الناس. |
Başkalarını korurken bu gerçekten takdir edilecek bir özellik ancak bazen en gözde öğrencim sen olmayabilirsin. | Open Subtitles | هذه صفة رائعة، عندما تكون مدافعاً عن الآخرين. لكن عليك أن تدرك بأنّه أحياناً قد لا تكون تلميذي المفضّل، |
Bence bu biraz daha ileri götürüp insanların üzerinde kullanman gereken bir özellik. | Open Subtitles | هذه صفة عليك أخذها للعمل في الأعلى و استخدمها مع الاشخاص المهمة |
Baskıcı bir annenin hastalıklı bir çocuğuydu, okulda sıkıntılı günler geçirmişti, ve kan ve şiddetten hoşlanmıyordu - hiç de İngiliz olmayan bir özellik. | Open Subtitles | لقد كان صبيا ضعيفا مع أم مستبدّة وقد حظى بأوقات عصيبة فى الدراسة ويكره العنف والدماء وهى صفة ليست انجليزية |
Ki bu hem şaşırtıcı hem sarsıcı, çünkü bu kesinlikle saygıdeğer bir gazetecinin sahip olmak isteyeceği bir özellik değil. | Open Subtitles | وهذا مفاجئ حقاً، لأنها ليست صفة يمكن لأي صحفي محترم أن يتميز بها. |
Bu kan, pıhtılaşmayı tamamen engelleyen emsalsiz bir özellik barındırıyor. | Open Subtitles | هذا الدم يحتوي على صفة مميزة فريدة والتي تمنع تجلط الدم تماماً |
Bakın başkomiserim, inatçısınız ve bu çok şirin bir özellik. | Open Subtitles | لحظه , ايها القائد انت عنيد وهذه نوعيه محببة |
Ama bir özellik zararlı değilse eleme yapılmayabilir, faydası olmasa bile tamamen yok olmaz. | TED | لكن إن كان هنالك سمة غير ضارة بشكل مباشر، فقد لا ينتهي بها الأمر لأن تستبعد، بل تبقى عند التكاثر حتى ولو لم تكن مفيدة. |
Kısacası, olursa daha iyi olur diyebileceğim bir özellik yok. | Open Subtitles | لا توجد خطيئة معينة ولكن أنا اكثر توافق معك |