Bunların en önemlisi de Bir şeylerin ters gittiğini anlayabilmektir. Sebebi bilmeseniz de. | Open Subtitles | وهي القدرة على أن تعرفا أنّ هناك شيء خاطئ مِن دون معرفتكما السبب. |
Bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar çünkü kardan duvar doğruca bize geliyordu. | Open Subtitles | حتى أدركت أنه هناك شيء خاطئ لأن هذا الحائطِ مِنْ الثلجِ يتجه مباشرة نحونا |
Ezra'dan, ondan yada herhangi birinden haber alamıyorum Bir şeylerin ters gittiğini hissediyorum ve yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لم اتمكن من الاتصال به او بإزرا او اي احد، وانا اعلم انك هناك شيء خاطئ واحتاج مساعدتك |
Evet. Ama cevap vermezsem, Bir şeylerin ters gittiğini anlarlar, onun için çıkar beni. | Open Subtitles | نعم ، ولكن اذا لم ارد عليهم سيعرفون ان هناك شىء خاطىء لذا يجب ان تخرجنى من هنا |
Zamanında hotelden ayrılmazsak Bir şeylerin ters gittiğini anlayacak ve yetkilileri bilgilendirecek. | Open Subtitles | لذا فعندما نصل متأخرين فهى سوف تدرك أن هناك شىء خاطىء وسوف تبلغ السلطات |
Söylemeyecektim ama eve gittiğimde annem Bir şeylerin ters gittiğini anladı. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل ذلك, و لكن عندما ذهبت الى المنزل والدتي أدركت بأن هناك خطب ما |
Steven, Bir şeylerin ters gittiği hissine engel olamıyorum. | Open Subtitles | (ستيفن)، لا يمكنني تجاهل الشعور بأن هناك خطب ما |
Telefonda konuşuyorduk, sonra Bir şeylerin ters gittiğini anladım. | Open Subtitles | لقد كنـــا نتحدث عبر الهاتف عندما أدركـــت بأن هنالك خطب ما. |
Asla gözlerinin için bakmadığınızı ve Bir şeylerin ters olduğunu anlamadığınızı söylüyorsunuz, size söylemediği bir şey yokmuş gibi mi yani? | Open Subtitles | ...لا أنا أعلم أن زوجي لن - أتقولين بأنك لم تنظري إليه في عينيه - وداهمك شعور بأن هنالك خطب ما و أنه يخبئ عنكِ شيئاً |
Bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenmiştim. | Open Subtitles | كنت أعلم أن هناك شيء خاطئ |
- Kadın nasıl? Bir şeylerin ters gittiğinin farkında. | Open Subtitles | - إنها تعلم بأن هناك شيء خاطئ - |
Zamanında hotelden ayrılmazsak Bir şeylerin ters gittiğini anlayacak ve yetkilileri bilgilendirecek. | Open Subtitles | لذا فعندما نصل متأخرين فهى سوف تدرك أن هناك شىء خاطىء وسوف تبلغ السلطات |
Henry Bir şeylerin ters gittiğini biliyor. | Open Subtitles | يعلم (هنري) بأن هنالك خطب ما |