Buluşmaya gitmezsem Keller Bir şeylerin ters gittiğini anlar. | Open Subtitles | لنذهب و ننقذها إذا لم أظهر في الاجتماع، كيلر سيعلم أن هناك خطب ما |
Sanki biri kalbimi sıkıyor gibiydi. Bir şeylerin ters gittiğini biliyordum. | Open Subtitles | وكأن قلبي يتم عصرّه، عرفت أن هناك خطب ما |
Burada Bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorum ve bunları kafamdan uydurduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أرى أن هناك خطب ما ولست أتخيل هذا |
Evet. Ama cevap vermezsem, Bir şeylerin ters gittiğini anlarlar, onun için çıkar beni. | Open Subtitles | نعم ، ولكن اذا لم ارد عليهم سيعرفون ان هناك شىء خاطىء لذا يجب ان تخرجنى من هنا |
Zamanında hotelden ayrılmazsak Bir şeylerin ters gittiğini anlayacak ve yetkilileri bilgilendirecek. | Open Subtitles | لذا فعندما نصل متأخرين فهى سوف تدرك أن هناك شىء خاطىء وسوف تبلغ السلطات |
Ve geldiğinde, eğer kapıyı açmazsam Bir şeylerin ters gittiğini anlayacaktır. | Open Subtitles | و إذا جاءت و لم أفتح لها الباب ستعرف أن هناك أمراً غريباً |
Erwich, Bir şeylerin ters gittiğini anlar ve onu kaybederiz. | Open Subtitles | سيعرف (غيرويك) أن هناك أمراً ما وسنفقده |
Bir şeylerin ters gittiğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أن هناك خطب ما. |
Bir şeylerin ters gittiğini biliyorum çünkü David Lynch festivalinde buluşacaktık ve Brandon, David Lynch'i asla kaçırmaz. | Open Subtitles | (بورتلاند) كنت أعلم أن هناك خطب ما لأننا كان يتوجب علينا أن نلتقي (في مهرجان (ديفيد لينش |
Bir şeylerin ters gittiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أن هناك خطب ما |
Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. | Open Subtitles | لقد علمت أن هناك خطب ما |
Bir şeylerin ters gittiğini öğrenecekler. | Open Subtitles | سيعلمون أن هناك خطب ما |
Zamanında hotelden ayrılmazsak Bir şeylerin ters gittiğini anlayacak ve yetkilileri bilgilendirecek. | Open Subtitles | لذا فعندما نصل متأخرين فهى سوف تدرك أن هناك شىء خاطىء وسوف تبلغ السلطات |