Avukat sonunda evlilik öncesi anlaşmanda bir açık mı buldu? | Open Subtitles | المحامي وأخيرا وجدت ثغرة في اتفاقية ماقبل الزواج الخاصة بك؟ |
bir açık asla bir hata değildir. | Open Subtitles | الخطأ البرمجي لا يكون فقط غلطة |
Mükemmel bir açık alan için savaşma fırsatını ilk kez 1980'lerin başında yakaladım. Aşağı Manhattan'da Hudson Nehri kıyısındaki Battery Park City adı verilen devasa bir çöplük arazisinde bir planlama ekibini yönetiyordum. | TED | أول فرصة أتيحت لي للمناضلة لأجل مساحة كبيرة مفتوحة كانت في بداية الثمانيات عندها كنت قائدة فريق من المخططين في مكب ضخم للنفايات يدعى باتري بارك سيتي في مانهاتن السفلى على نهر هدسون. |
Burada, eğitiminde bir açık olduğu için bulunuyorsun zekânda değil. | Open Subtitles | أنتِ هنا لوجود فجوة في تعليمك وليس في ذكائك |
Papale'den harika bir açık saha çelmesi! | Open Subtitles | فكرة فتح المجال رائعة من بابالي |
Bir nilüfer resmi, silahlar, yarın gece olacak bir açık arttırma. | Open Subtitles | لوحة لزنبقة الماء، أسلحة مزاد علني للوحات ليلة الغد |
İşlevsel bir açık evlilik tek boynuz bir at gibidir. Var olmayan mitolojik bir yaratıktır. | Open Subtitles | الزواج المفتوح الفعليّ يشبه وحيد القرن، مخلوق خرافيّ لا وجود له |
Güvenliğimde bir açık var demek istemiyorum, ama... - Siz içeri nasıl girdiniz? | Open Subtitles | لا أريد القول بأن هناك ثغرة في الأمن ولكن كيف دخلتم إلى هنا ؟ |
Sistemde bir açık olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | فهل من الممكن أن تكون هناك ثغرة في النظام؟ |
Waldbaums'daki üçlü kupon teklifinde bir açık buldum ve aldığım her kağıt havlu için bana 5 sent ödemek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | لقد وجدت ثغرة في عرض الكوبون الثلاثي في والدبامز لقد اضطرو ان يعطوني 5 سنت لكل رول من ورق الحمام |
bir açık yazılımı adapte olmaya zorlar. | Open Subtitles | الخطأ البرمجي يجبر البرنامج على التكيف |
bir açık asla bir hata değildir. | Open Subtitles | الخطأ البرمجي لا يكون فقط غلطة |
2003 yılında, Güney Amerika'daki Bahá'í Tapınağı tasarımları için bir açık çağrı yapıldı. | TED | إذًا، في 2003، كان هناك دعوة مفتوحة للتصاميم من أجل معبد البهائي لأمريكا الجنوبية. |
Kurbanın elbisesinde bulduğunuz yeşil toz, bir açık hücreli fenolik köpük. | Open Subtitles | المسحوق الأخضر على ثوب الضحية رغوة فينولية مفتوحة الخلايا |
Son savunmamızda bir açık olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | لأنهم يعتقدون أن هناك فجوة في دفاعنا الأخير |
Ve Cary, bu davada bir açık olup olmadığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر إن كان هناك فجوة في القضية؟ |
Papale'den harika bir açık saha çelmesi! | Open Subtitles | فكرة فتح المجال رائعة من بابالي |
Aşk kuşları nereye gidiyor bakalım? Wilshire Grand'teki bir açık arttırmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب إلى مزاد علني للوحات (في (ويلشير جراند |
İkinci bir oylama ve tekrar bir açık kurultay. | Open Subtitles | هذا يأخذه إلى اقتراع ثانٍ في المؤتمر المفتوح |
Sizin davanızda bir açık var. | Open Subtitles | لأن هنالك فجوة في قضيتك |
Marshall'ın babası eğer New York'ta bir açık hava düğünü yaparsak soyulacağına ikna olmuş. | Open Subtitles | والد مارشال مقتنع أنه إذا عملنا الزفاف في الهواء الطلق في نيويورك، |