İlk hastam, Belize'de karaciğerinden vurulan bir avukattı. | Open Subtitles | (الاول كان محاميا فى ( بيلز وكبده قد إحترق |
Bağdat'ta Adalet Bakanlığı'na bağlı bir avukattı. | Open Subtitles | (كان محاميا في (بغداد تابعا لوزارة العدل |
Baban iyi bir avukattı. Sen de iyi bir avukatsın. | Open Subtitles | أبي كان محامياً عظيماً وأنت محامياً عظيماً |
Yani, babam bir avukattı. Bu anlamsız geliyor. | Open Subtitles | والدي كان محامياً هذا غير منطقي |
Oysa bir avukattı. Müvekkilleri vardı. | Open Subtitles | ورغم ذلك كان محامى وكان عنده عملاء |
Hazır söz açılmışken, Gandhi bir avukattı ve daha büyük bir amaç uğruna, kendisi için önemli olan ve yapamadan duramayacağı bir şey tarafından çağırıldı. | TED | وبمناسبة الحديث عن غاندي، فقد كان محامي تعويضات، ذلك هو المصطلح كما سمعته، وقد تبنّى قضيةً أسمى، أمرًا كان يعنيه حقًا، ولم يكن يستطيع ألا يفعله. |
Merhum karım, yetenekli bir avukattı. | Open Subtitles | زوجتي المتوفاة,كانت محامية موهوبة |
o bir avukattı. | Open Subtitles | هو كان محاميا |
Tanıştıklarında iyi bir avukattı. Kadın, adam için çalışıyordu. | Open Subtitles | كان محامياً عندما تقابلا كانت تعمل عنده |
bir avukattı. Ailesini seviyordu." | Open Subtitles | لقد كان محامياً مُحبّاً لعائلته. |
- Anlaştığımız adam bir avukattı. | Open Subtitles | الرجل الذي تعاملنا معه كان محامياً |
Babam bir avukattı. | Open Subtitles | أبي كان محامياً |
- Eski eşim bir avukattı. - Güzel. Senin için harika olmalı. | Open Subtitles | -زوجى السابق كان محامى |
Holland Manners dahi bir avukattı. | Open Subtitles | (هولاند مانر) كان محامى لامع |
- Babası harika bir avukattı. | Open Subtitles | -أباه كان محامي عظيم |
* Kocaman bir avukattı* | Open Subtitles | " كان محامي ذو شأن " |
İyi bir avukattı. | Open Subtitles | لقد كانت محامية جيدة |