Düşündüğün gibi değil. bir basın toplantısı için çağrıda bulunmanı istiyorum. | Open Subtitles | ليس ما يدور بخلدك أريدك أن تقومي بالدعوة لمؤتمر صحفي الآن |
Seni asıl davacımız olarak duyuracağım bir basın toplantısı düzenledim. | Open Subtitles | لقد رتّبتُ لعقد مؤتمر صحفي لإعلانك شاهد الإدّعاء الرئيسي خاصّتي |
Hayır, ben hoteldeyim. Yapmam gereken bir basın toplantısı var, unuttun mu? | Open Subtitles | لا ما زلت في الفندق ما زال معي مؤتمر صحفي اتذكر ؟ |
Şu anda bir basın konferansı veriyor. Yarım saat içerisinde burada olacak. | Open Subtitles | انه يقيم مؤتمرا صحفيا من المفروض ان يكون هنا خلال نصف ساعة |
Baylar, daha sonra bir basın konferansı olacak. Sabırlı olun. Sağolun. | Open Subtitles | ايها السادة, سيكون هناك مؤتمر صحفى لاحقا, كونوا صبورين شكرا.. |
Seth, benim. Şimdi çıktı. Onunla kounş ve bir basın bildirisi yayınla. | Open Subtitles | سيث، هذه أنا، لقد رحل للتو، تحدث إليه و أصدر بياناً صحفياً. |
O çocuğun geleceğinde utanç verici bir basın toplantısı olacak bak. | Open Subtitles | أجزم بأنه سيكون هناك مؤتمر صحفي محرج في مستقبل ذاك الولد |
bir basın toplantısı yapıp Hannah'ın hikayesini anlatmasına izin verelim mi? | Open Subtitles | ماذا لو قمنا بعمل مؤتمر صحفي لجعل هانا تحكي قصتها ؟ |
Yıllar önce Irak'taki bir basın toplantısında George Bush'a atılan ayakkabılardı onlar. | TED | والتي تم رميها على الرئيس الامريكي جورج بوش في مؤتمر صحفي في دولة العراق منذ عدة سنوات |
Ve sonra, tabi ki, NASA ayrıca büyük bir duyuru yaptı ve Başkan Clinton Mars gezegeni'nin bu inanılmaz keşfi hakkında bir basın toplantısı düzenledi, | TED | ومن ثم ,بالطبع وكالة ناسا كان لها ايضاً إعلان كبير وقام الرئيس كلينتون بعمل مؤتمر صحفي حول هذا الاكتشاف المُدهش حول الحياة في نيزك مريخي |
Polis o sabah zamansız bir basın açıklaması yaparak adamın iddialarını, sorgulama ve soruşturma yapmadan aynen tekrarladı. | TED | قامت الشرطة بإعلان صحفي مبكر في ذلك الصباح، لنشر اعترافه من غير التساؤل عنه أو حتى التحقيق فيه. |
Numaramı yayınladıktan sekiz hafta sonra, bir basın toplantısına giriş izni aldım, anketlerde öne çıkan adayla | TED | بعد نشر رقمي ب 8 أسابيع، حصلت على رخصة صحفي لدخول مؤتمر صحفي للمرشح الأقوى بناءً على استطلاعات الرأي. |
Bundan hoşnut olurlar. Tiyatroda bir basın acentem var. Haklı olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | سيسعدون بذلك فحسب ، عملت كوكيل صحفي في المسارح و أعلم أني مُحق |
Başkan saat 2 de bir basın konferansına çağırıyor. | Open Subtitles | الرئيس يدعو الي مؤتمر صحفي لاساعة 2 مساء |
bir basın toplantısı yapıp herkese dua etmesini söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَتّصلَ مؤتمر صحفي ويُخبرُ كُلّ شخصَ للبَدْء بالصَلاة. |
Uğraşıyorum. Başkan bu konuda bir basın toplantısı düzenlemek istiyor. | Open Subtitles | أعمل على ذلك ، طلب الرئيس عقد مؤتمر صحفي كامل بهذا الخصوص |
Bu ilgiden oldukça hoşlanan Tesla, bir basın toplantısında bütünüyle yeni bir güç kaynağı keşfettiğini duyurdu. | Open Subtitles | مستمتعا بالاهتمام اعلن تيسلا في مؤتمر صحفي انه اكتشف مصدر جديد للطاقه |
Halkın alması gereken önlemleri anlatan bir basın açıklaması hazırladık. | Open Subtitles | لقدكتبنا تصريحا صحفيا عن الاحتياطات التي يجب ان يتخذها العامة |
Ben de yazdım ve yayınlandığı gün Johnson bir basın toplantısı düzenledi ve Hoover'ı FBI başkanlığına atadığını söyledi! | Open Subtitles | و نشرت الأمر و في نفس يوم صدور الجريدة أقام الرئيس جونسون مؤتمرا صحفيا و قال أنه قد ثبت هوفر في منصبه حتى وفاته |
Konuya halkın ilgisi iyice artınca Müdür Humson ve Müdür yardımcısı Glenn körfezdeki adadan ayrılıp dünyanın her yerinden, resmi bir açıklama alabilmek için gelen gazetecilerle dolu bir basın toplantısı düzenlemek için San Francisco Belediye Salonu'nun yolunu tuttular. | Open Subtitles | ومع تزايد اهتمام العامة الذى وصل لحد الجنون السجان هامسون ومساعدة السجان جلين غادرا الجزيرة فى المركب من اجل مؤتمر صحفى |
Polis kurbanların ismi dışında bir bilgi vermedi ancak bugünün ilerleyen saatlerinde bir basın toplantısı olacağı söylendi. | Open Subtitles | لم تفدنا الشرطة بأية معلومات بإستثناء أسماء الضحايا ولكن سيعقد مؤتمراً صحفياً في وقتٍ لاحق اليوم |
Şimdi, müsade ederseniz, bir basın toplantım var. | Open Subtitles | و الآن إن عذرتموني لديّ مؤتمرٌ صحافيّ |