bir şey duydum, alçaktan bir dalga, biz yaklaştıkça, sesi daha da yükseldi. | TED | سمعتُ شيئاً، حركة موجة تصاعدية منخفضة والتي أصبحت أعلى وأعلى حدّة كلما اقتربنا. |
Toplum seviyesinde bakarsak bu plan tamamen açılıp yeni bir dalga görmekten ve sonucunda karantinaya girmekten daha iyi. | TED | على مستوى المجتمع فإنه من الأفضل عودة العمل وظهور موجة ثانية من العدوى، الأمر الذي سيتطلب تطبيق الإغلاق التام. |
Dikkat! Sahil Güvenlik konuşuyor. 15 metrelik bir dalga buraya doğru geliyor. | Open Subtitles | إنتباه ، نحن خفر السواحل ، هناك موجة قادمة بطول 50 قدم |
Teorinin zaman-mekan ile ilgisi var. Geriye doğru yolculuk yapan bir dalga. | Open Subtitles | النظرية تنص على وجودسفر في المكان والزمان وهي وجود موجة تسافر للوراء |
Aslında çoğu zaman iyi hissediyorum ama sonra sanki bir dalga gibi vuruyor. | Open Subtitles | حقا، أشعر بخير معضم الوقت ولكن كل هذا السكون يضرب عندها مثل الموجة |
Evet, biz de dev bir dalga tarafından vurulmak üzereydik! | Open Subtitles | نعم، نحن على وشك التعرض للضرب من قبل موجة عملاقة |
bir dalga daha bizim... tarafımıza geliyor ve mühimmatım neredeyse bitmek üzere. | Open Subtitles | وصلنا موجة أخرى من التانغو توجهنا اتجاهنا. أنا تقريبا وينشستر على الذخيرة. |
Dolayısıyla göz açıp kapayıncaya kadar binlerce kilometreyi katediyorlar. Ve böyle yaparlarken, sadece uzayı eğmezler, fakat arkalarında öten bir uzay da bırakırlar, uzay-zamanda gerçek bir dalga. | TED | ههما يعبران آلاف الكيلوميترات خلال جزء من الثانية. و خلال ذالك، فإنهما لا يغيران منحنى الفضاء فقط، بل يتركان على عقبيهما فضاء رنانا، موجة حقيقية في الزمكان. |
Ve çıkıp şunu diyeceğim: Benim kızım bir dalga değil. | TED | وانا سوف اتجرا واقول بان ابنتي ليست موجة |
İçimde, seyircilerin içinde milliyetçi bir dalga; bitmek bilmeyen bir iştah ortaya çıkardı. | TED | وقد حرر ذلك موجة من الوطنية في نفسي وفى جمهورنا، الشهية التي أثبتت أنها لا تشبع. |
Bizim örneğimizde, her bir dalga 2 saniye aldığına göre, frekans saniyede 0,5 dalga olur. | TED | في هذه الحالة، وبما أن كل موجة تستغرق ثانيتين، فإن التردد هو 0.5 موجة في الثانية. |
Atomlar gibi bir parçacık mı, ya da bir havuzun yüzeyindeki kıpırtılar gibi bir dalga mıdır? | TED | هل هي جسيمات، مثل الذرات، أم أنها موجة ، مثل التموجات على سطح بركة ؟ |
Bu ışık sinyali ışığın bir dalga boyu kadarına dek geliyor. Yani bir grup fotonun hepsi gelip sürekli çarpıyorlar. | TED | هذه نبضة من الضوء ذات طول موجي يعادل موجة واحدة. إذن فهي كمية من الفوتونات كلها تأتي و تضرب في نفس الوقت. |
Miami sıcak bir dalga tarafından kavrulanırken hava sıcaklığı 32 dereceye çıktı ama iç ve dağlık bölgeler kar altında. | Open Subtitles | تستمر ميامى فى حر شديد فى موجة بلغت حدا قياسيا وصلت فيها درجة الحراره.. إلى التسعين فهرنهايت |
Hepinizi öyle dururken görünce koca bir dalga gibi bir sürü şey canlandı. | Open Subtitles | أنا فقط رَأيتُكم كلّكم و كثيراً رَجعَوا هو كَانَ مثل موجة عارمة. |
Endişelenecek bir şey yok. Sadece küçük bir dalga. | Open Subtitles | لا يوجد ما يدعو للقلق، إنها مجرد موجة بسيطة |
Okyanustan gelen büyük bir dalga karada 200 mil içeri girer. | Open Subtitles | بسببها تندفع موجة مد عارمة بقوة من المحيط نحو اليابسة مٍسافة مئتي ميل. |
Peki ya oraya çıkıp tek bir dalga bile yakalayamazsam? | Open Subtitles | والذي سيحدث فقط عندما عندما أجذف وأنا لا أقلع على موجة وحيدة ؟ |
İşte bu bir dalga etkisi: biz kusursuz bir şehir değiliz ama daha iyi olabilmek için her gün çalışıyoruz. | TED | هذا هو تأثير الموجة. نحن لسنا مثاليين كمدينة، لكن، نحن نعمل لنكون أفضل كل يوم. |
Ve benim için bu iki uç nokta arasındaki yol bir dalga şeklini alır. | TED | وبالنسبة الى، فإن الطريق بين هذين المتطرفين الاثنين يأخذ شكل الموجة |
- Enkazın durumuna bakılırsa inişten hemen sonra bir dalga parçalamış. | Open Subtitles | ـ وفقاً للحطام، لابد إنها تحطمت بالموجة بعد الإصطدام مباشرةً |