"bir davet" - Traduction Turc en Arabe

    • دعوة
        
    • إنّه حفل
        
    Tatlım, bunun bir davet olduğunu düşünüyorsan tek başına dans edersin. Open Subtitles عزيزى ، إذا كنت تسمى هذه دعوة سترقص إذا مع نفسك
    Resmi bir davet değildi ama ne renk elbise giyeceğimi sordu. Open Subtitles لم تكن دعوة رسمية, لكنه سألني عن لون الفستان الذي سأرتديه
    Çok nazik bir davet, Majesteleri ama korkarım reddetmek durumundayım. Open Subtitles دعوة كريمة جلالتك لكن أخشى أنه يجدر بي أن أرفض
    Kadın ve erkek eşitliğine inananlar ve inandıklarını henüz bilmeyenler için bir davet bu. TED هذه دعوة لأولائك الذين يُؤمنون بالمساواة بالنسبة للرجل والمرأة، وأولائك الذين ليسوا على علم بإيمانهم.
    Bunun yerine, ilerlemeye bir davet olduğunu anladım, çünkü beraberinde sevgiyi ve dahasına götürecek yolu barındırıyor. TED لاحظت أنه بدلاً من ذلك أنه دعوة للمضي قدماً لأنه في الحياة فإن الحب و الطريق لحب هائل
    Ancak beklenmeyen bir davet oldu ki davanın kapanmadığını kesin olarak belli etti. Open Subtitles ولكن كانت هناك دعوة غير متوقعة... ... تؤكد ان القضية لم تغلق بعد
    Ne kadar sık Savaş Tanrısı'ndan kişisel bir davet alıyorsun? Open Subtitles كم مرة تتلقين فيها دعوة شخصية من إله الحرب؟
    Sadece bunun aşkın fiziksel hareketine bir davet olmadığını bilmeni istiyorum. Open Subtitles الآن انا اعلمك ان هذه ليست دعوة للتصرف الجسدي للحب
    Benim de söyleyecğim bir şey var Ailemin nikah törenine bir davet. Open Subtitles لديَّ شيئاً أيضاً، دعوة لحفل تجديد ارتباط أبواي.
    bir davet kazan, yolunu açacağım. Open Subtitles مرحبا, يا عزيزتي الجميلة, لقد حصلتي علي دعوة, فانا اريد ان آمُد اليكي الطريق
    Eşyalarımı karıştırman ve yeniden dekore etmen için bir davet değildi. Open Subtitles حسناً تلك لم تكن دعوة للتجديد أو التعدي على خصوصياتي
    Dişi, sekiz bacağını yanlara açıyor. Erkeğe çok açık bir davet bu. Open Subtitles إنها تباعد بين أرجلها الثمانية، إنها دعوة واضحة للتّزواج.
    bir davet aldığında, insan biraz gayret göstermeli. Open Subtitles على المرء أن يبذل جهداً حينما يتلقى دعوة
    Herşeyden çok beklediğim bir davet vardı, papaz ve kızı Bayan Sophy Hutton'dan. Open Subtitles هنالك دعوة كنت أريدها أكثر من غيرها من القسيس و إبنته الآنسة صوفي هاتون نعم؟
    Daha önce bir baloya davet edilmedim, ama bu sanırım bir davet. Open Subtitles لم يسبق لأحد أن دعانى إلى الحفل الراقص ولكن هذا يبدوا كأنها دعوة
    Bu bir iş emri değil, dostça bir davet. Open Subtitles ليس هذا بعمل مُلزم، إنها مجرّد دعوة ودودة
    Arkadaşça bir davet olacak. Hiçbir şey risk etmeyeceksiniz. Open Subtitles . يا لها من دعوة حميمة لم تخاطر بأيّ شيء
    Daha iyi bir davet aldığımız için öbürünü iptal edemeyiz tamam mı? Open Subtitles لا يمكنك ان لا تذهب لأننا تلقينا دعوة افضل حسناً ؟
    Sakıncası yoksa şükran günü yemeği için beni davet etmenizi istiyorum böyle bir davet istemek için biraz geç kaldığımın farkındayım şükran gününde olduğumuzu düşününce fakat, benim için çok endişelenen bir babam var ve burası dışında bir hayatım olduğunu ona göstermezsem burayı asla terk etmeyecek. Open Subtitles أود دعوة لمنزلك لعشاء عيد الميلاد وأنا أعلم أن الوقت متأخر جدا بالنسبة لي
    İlk etkileşim ne kadar hafif olursa olsun onun için her şey demek. bir davet. Open Subtitles ومهما كان التفاعل الأولي سريع الزوال فهو يعني كل شيء له، إنه بمثابة دعوة
    Arkalarında bıraktıkları kişilere de Melek derler. Bu Kanun Görevlileri Derneği için bir davet. Open Subtitles أمّا من يخلّفهم وراءه فيعتبرون ملائكة، إنّه حفل خيريّ لجمعيّة تطبيق القانون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus