Sanki erkek ayakkabısı ebatlarında. 10-12 numara gibi. Bu izlerde pek belirgin bir detay yok. | Open Subtitles | يبدوا، حذاءرجالىبمقاس12، لا يوجد الكثير من التفاصيل عن تلكَ الآثار. |
- Cinayet dosyası için ne hoş bir detay. | Open Subtitles | -يا له من قدر كبير من التفاصيل لحل لغز جريمة قتل |
Perde muhteşem finalimiz için açılmak üzere ama küçük bir detay daha var. | Open Subtitles | الوقت أقترب من مهمتنا الكبرى الأخيرة لكن لا زال هناك تفصيل واحد صغير لنهتم به |
Ancak küçük bir detay mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | لكن تفصيلاً واحدًا صغيرًا لا يبدو منطقيًا بالنسبة لي |
Asıl mevzuyu bozan, fark edemediğim bir detay var. | Open Subtitles | هناك بعض التفاصيل التي لا ألاحظها تفسد الصورة الكبرى |
Yetkililer hiç bir detay vermiyor ve bizde de şu an çok kısıtlı bir bilgi var. | Open Subtitles | لم تفصح السلطات عن أيّ تفاصيل ولدينا معلومات قليلة جداً في هذا الوقت |
Hikâyem deneysel amaçla hayvan kesme, kendi etini yeme "whoroborus" adını verdiğim küçük özel bir detay içeriyor. | Open Subtitles | لديّ تشريح الحيوانات الحيّة، أكل لحم الذّات، وشيئًا صغيرًا مُميّزًا أدعوه "هوروبورس". |
Margaret, ufak bir detay var. Daha önce söylemeliydim. | Open Subtitles | مارجريت، هناك تفصيل دقيق كان المفروض ان اذكره قبل الان |
Polise verebileceğim bir detay. | Open Subtitles | أية تفاصيل يمكنني تقديمها للشرطة |
Başka bir detay istiyorsan cevabım, git de bir alet yala. | Open Subtitles | إذا كنتِ تريدين أيّ تفاصيل أخرى الإجابة هي فلتمصي قضيب |
Ama dikkat çekici bir detay var. | Open Subtitles | لكن ثمّة تفصيلٌ مثير للإهتمام... |
Herhangi bir detay. Şişman mıydı? | Open Subtitles | أي قدر من التفاصيل هل كان سميناً؟ |
Hatta, kan burada hayati önemli bir detay. | Open Subtitles | في الحقيقة، الدماء... تكون من التفاصيل الحاسمة هنا. |
Küçük bir detay olmuş. | Open Subtitles | قليل من التفاصيل |
bir detay haricinde her şey kontrol altında. | Open Subtitles | كل شيء تحت السيطرة باستثناء تفصيل واحد. |
"Sadece tek bir detay eksik-- | Open Subtitles | فقط تفصيل واحد تمَّ إغفاله |
Ancak küçük bir detay mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | لكن تفصيلاً واحدًا صغيرًا لا يبدو منطقيًا بالنسبة لي |
Başka bir şeyler olmalı. Atladığımız küçük bir detay olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شيء، بعض التفاصيل التي أغفلناها |
- Atladığımız bir şeyler olmalı. Kızın kim olduğunu bulmamıza yardımcı olacak bir detay. | Open Subtitles | حسناً، لابدّ أنّ هناك شيء قد فاتنا، بعض التفاصيل التي ستساعدنا على معرفة من تكون. |
Bu sadece alakalı olabilecek ufak bir detay. | Open Subtitles | كان كذلك. ولكن مجرّد أيّ تفاصيل قد تكون ذات صلة |
Hikâyem deneysel amaçla hayvan kesme, kendi etini yeme "whoroborus" adını verdiğim küçük özel bir detay içeriyor. | Open Subtitles | لديّ تشريح الحيوانات الحيّة، أكل لحم الذّات، وشيئًا صغيرًا مُميّزًا أدعوه "هوروبورس". |
Ama diğer tuhaf bir detay da masaydı. | Open Subtitles | و هناك تفصيل اخر بشأن المكتب التي تكتب عليه الرسائل |
Şu an için herhangi bir detay yok. | Open Subtitles | -ليس هناك أية تفاصيل على الأقل فليس بعد لكن الشيء المهم هو أنه... |
Bildiğin bir detay var mı hiç? | Open Subtitles | هل هناك تفاصيل أخرى تعرفها؟ |
Kevin'ın, Amerikan Elçiliği'ne nedense söylemeyi ihmal ettiği bir detay. | Open Subtitles | ثمّة تفصيلٌ أهمل (كيفن) ذكره بطريقة ما للسفارة الأمريكية. |