| Kötüyüm. Gerçekten kötü bir durumdayım. | Open Subtitles | حسناً , هذا حقاً سيئ الآن أنا حقاً في وضع صعب الآن |
| Sonra ödeşiriz, yavrum. Şu an çok acayip bir durumdayım. | Open Subtitles | أما الآن فأنا في وضع شديد الصعوبة في الحقيقة |
| Çok kötü bir durumdayım ve sizin yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في موقف لا يليق و عليّ أن أعتمد على ذوقك |
| Şu anda konuşamam. Gerçekten çok tuhaf bir durumdayım. | Open Subtitles | ، لا يُمكنني التكلم حالياً، أنا في موقف غريب |
| Öyle bir durumdayım ki, hiçbir anne oğlunu böyle görmemeli. | Open Subtitles | أنا في وضعية لا يجب أن ترى الأم ابنها فيه |
| Şu an hiçbir annenin oğlunu görmemesi gereken bir durumdayım. | Open Subtitles | أنا في وضعٍ . لا يجب أن تراه أمٌ لإبنها |
| Burada oldukça zor bir durumdayım. Umarım bunu takdir edersin. | Open Subtitles | أنني في الأحرى في موقفاً صعب هنا, أتمنى بأنكِ تقدرين ذلك |
| Senin yüzünden yapamıyor değilim. Şu an yapamayacak bir durumdayım. | Open Subtitles | فليس أني لن اقوم به بسببكِ بل لأني فى موقف يجعلنى غير قادرة على القيام بالدور |
| Oldukça savunmasız bir durumdayım ve sonuçları korkunç olabilir. | Open Subtitles | حسناً , أنا في وضع ضعيف جداً والعواقب ستكون وخيمة |
| Güven bana, ben vücut jelini de kapsayan daha kötü bir durumdayım. | Open Subtitles | ثقي بي أنا في وضع أسوأ يتعلق بالصابون المرطب |
| Mantıken olmadığını biliyorum ama şu anda çok hassas bir durumdayım. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس منطقيًا لكني في وضع حساس جدًا الآن |
| Jeremy, hatırlamadığını biliyorum ama gerçekten zor bir durumdayım. | Open Subtitles | ...جيريمي.. أعرف أنك لا تتذكر لكنني في وضع سيء جدا |
| Çok kritik bir durumdayım şu an. | Open Subtitles | لقد تعثرت في وضع مسرحيٍ للغايه |
| Ben de kritik bir durumdayım. E.O.D ile derhal tahliye olma talebim var, tamam. | Open Subtitles | وأنا في موقف حرج، لذا أطلب أجلاء بالفور مع تفكيك المتفجرات. |
| Anlamıyorsun. Çok hassas bir durumdayım. | Open Subtitles | لست تفهم، أنا في موقف شديد الحساسية |
| - Ne zor bir durumdayım, anladınız mı? | Open Subtitles | هل تريان كما انا في موقف صعب ؟ |
| Zor bir durumdayım yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في موقف صعب وأحتاج مساعدتك |
| Evet, muhtemelen üzgün gözüküyorum oldukça karmaşık bir durumdayım. | Open Subtitles | علي أن أبدو حزينا لأنني في الحقيقة في وضعية معقدة جدا |
| Çünkü şu anda zor bir durumdayım ve onun senaryoya uyacağından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لأنني في وضعٍ حرج هنا وأريد أن أتأكد من أنّه سيلتزم بالسكربت |
| Burada oldukça zor bir durumdayım. Umarım bunu takdir edersin. | Open Subtitles | أنني في الأحرى في موقفاً صعب هنا, أتمنى بأنكِ تقدرين ذلك |
| Hassas bir durumdayım. Sanırım biliyorsun. | Open Subtitles | أنا فى موقف صعب أعتقد أنك تعرف |
| Çok zor bir durumdayım. | Open Subtitles | أنا فى وضع صعب. |
| Ben şu an kötü bir durumdayım, tamam mı? | Open Subtitles | أنا في حالة سيئة الآن، إتفقنا؟ |