Ama şu an güldürmek gibi az bulunur bir fırsatım var. | Open Subtitles | لكن، لدي فرصة نادرة الآن، أقوم بإضحاك الناس. |
Tek bir fırsatım olsa o kadar sallamam. | Open Subtitles | وإذا كان لدي فرصة واحدة فأنا لا أمانع |
Yolumu çizmem için altın bir fırsatım. | Open Subtitles | ~ أصبح لدي فرصة ذهبية ~ ~ لأختار طريقي~ |
Serbest bırakılmak için iyi bir fırsatım var. | Open Subtitles | لدي فرصة جيدة لـ أٌخلي بسهوله |
biliyorum,biliyorum. Bak,onu buraya getirdim. Biliyorsun,harika bir fırsatım var. | Open Subtitles | لكن يدو انه لدي فرصة جيدة هنا |
Özür dilerim, sadece bir fırsatım vardı Diego'yu kurtarabilmek için küçücük bir şans. | Open Subtitles | آسفة، كان لدي فرصة واحدة فرصة ضئيلة باختطاف (خوليو) |
Bomba için çok küçük bir fırsatım var ve bu fırsatı kaçırmayacağım. | Open Subtitles | لدي فرصة صغيرة لإنقاذ عرض (المرأة الجميلة) ولن أدعهم يغلقون العرض |
Yardım çağırmak için bir fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدي فرصة لطلب المساعدة . |
Hiç öyle bir fırsatım olmadı ki. | Open Subtitles | لم يكن لدي فرصة لذلك |