| Neyse ki kocan hepimizi ilgilendiren böyle bir fırsatın önemini biliyor. | Open Subtitles | ضِعْني في الإسكانِ المختلفِ، حيث الملك يُمْكِنُ أَنْ يَجدَني دائماً. بسعادة، زوجكَ يَفْهمُ قيمة مثل هذه الفرصةِ. |
| Bak, Amy'yi biraz olsun tanıman için harika bir fırsatın var. | Open Subtitles | - هذه والمثاليةِ الفرصةِ لمعْرِفة مراهنِ أيمي. |
| Senin Tony'yi tanımak için öyle bir fırsatın var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ تلك الفرصةِ لتتعرف على توني. |
| Böyle bir fırsatın önüne asla geçmem. | Open Subtitles | لا يمكنني ان اقف في طريق فرصة كهذه |
| Böyle muhteşem bir fırsatın karşısında olmak istemem. | Open Subtitles | أكره الوقوف في طريق فرصة رائعة هكذه |