Parlak bir geleceğin var derdim tabi bir geleceğin olduğunu varsayarsak. | Open Subtitles | كنت سأقول أن أمامك مستقبل مشرق على افتراض أن لديك مستقبل |
Haydi, evlat. Birleşik Devletler Donanması'nda büyük bir geleceğin var. | Open Subtitles | تعال يا ولد , لديك مستقبل كبير بالبحرية الامريكية |
- Gördün mü? Bu manyakla bir geleceğin olamaz. - Sus. | Open Subtitles | اترين ليس لك مستقبل مع هذا المعتوه اخرس بيتر |
Elena, bir geleceğin olmayacağını biliyorsan, nasıl benimle dışarıda gelecekle ilgili konuşabildin? | Open Subtitles | كيف تمكنتِ من الوقوفبالخارجمعيمؤخراً.. مُتحدّثةً عن عمل خطط لمستقبلنا، بينما لا تتوقعين أنّ يكون لكِ مستقبل. |
Eğer bunu anlamadıysan bir geleceğin de olmaz. | Open Subtitles | لن يكون لك مستقبل فى الجيش ما لم تتفهم ذلك |
Mutlu bir geleceğin temelleridir, korku ve şiddetsiz bir geleceğin. | Open Subtitles | إنها علامة على مستقبل سعيد مستقبل من غير خوف أو عنف |
Elena, bir geleceğin olmayacağını biliyorsan, nasıl benimle dışarıda gelecekle ilgili konuşabildin? | Open Subtitles | (إيلينا)، كيف ... كيف تمكنتِ من الوقوفبالخارجمعيمؤخراً... مُتحدّثةً عن عمل خطط لمستقبلنا بينما لا تتوقعين أنّ يكون لكِ مستقبل |
bir geleceğin yoksa neden endişelenesin öyle mi? | Open Subtitles | ما الداعي للقلق حيال المستقبل لو ان ليس لديك مستقبل , صحيح؟ |
İyi bir fabrikadır. Eğer orada çalışmak istersen parlak bir geleceğin olabilir. | Open Subtitles | مصنع جيد أذا أحببت العمل هناك سيصبح لديك مستقبل رائع |
Eğer orada çalışmak istersen parlak bir geleceğin olabilir. | Open Subtitles | مصنع جيد أذا أحببت العمل هناك سيصبح لديك مستقبل رائع |
Salı ve perşembeleri. Parlak bir geleceğin var. | Open Subtitles | ,أيام الثلاثاء والخميس . لديك مستقبل مشرق |
Sana parlak, sevgi dolu bir geleceğin olduğunu söyleyecek ya da onun kristal toplarını tekmeleyeceğim. | Open Subtitles | سوف تخبرك أن لديك مستقبل مشرق ومليء بالحب أو انا سوف أضربها في بُييْضاتها الكريستالية. |
Ben de öyle..söylüyorum sana harika bir geleceğin var | Open Subtitles | وانتِ كذلك .. أخبركِ حقاً ، أنتِ لديكِ مستقبل كبير بموهبتكِ |
Çok harika. Hep parlak bir geleceğin olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت دائماً بأن لك مستقبل كبير |
Bak Lacey, bu herifle bir geleceğin yok. | Open Subtitles | انظري، ليسي .. ليس لك أي مستقبل مع هذا الرجل |
Eğer oğlunla bir geleceğin olsun istiyorsan,şimdi gitmelisin. | Open Subtitles | إذا أردت أن يكون لك مستقبل مع ابنك، ارحل على الفور |
Onunla bir geleceğin yok, sevgilim. | Open Subtitles | ليس لكِ مستقبل معه، يا عزيزتي |
- Eğer bunu yapmazsan bir geleceğin olmayacak. | Open Subtitles | اذا لم تفعل ما اقوله لك لن يكون لك مستقبل |
Parlak bir geleceğin olabilir, ama kovulman devam ediyor. | Open Subtitles | يمكنك أن تحظى على مستقبل مُشرق لكننا سنبقى على طردك |
Burada parlak bir geleceğin var, Jack. | Open Subtitles | لقد حصلت على مستقبل مشرق هنا، جاك. |