Ne bileyim, şerif. Terebentin fabrikasını idare ediyorum, bir hapishane'yi değil. | Open Subtitles | أنا لا أعرف بخصوص ذلك، شريف ركضت معسكر تربنتين، ليس سجن |
Bu dünyada iki Su Kabileli dahiyi tutacak hiç bir hapishane yok. | Open Subtitles | لا يوجد سجن في العالم يمكن أن يحتجز عبقريان من عشيرة الماء |
Bu sene adliyede yeni bir hapishane kurdum ve burada kaldığın sürece bir şey olursa, herhangi bir şey ateş alabilecek bir şey... | Open Subtitles | لقد قمت ببناء سجن جديد في محكمتي هذا العام وفي خلال فترة جلوسك هنا لو حدث شيء ما،أي شيء على الاطلاق يسبب اشعال النيران |
Bu adam bir hapishane yönetiyor ve o istediği herhangi bir seksi kadına sahip olabilir. | Open Subtitles | الرجل يدير سجناً يمكنه الحصول على أي سيدة |
Gerçek bir hapishane olmadığı belli değildi. Beni oraya kilitlediler, bu onur kırıcı küçük kıyafetle. | TED | وبالطبع لم يكن ذلك سجنا حقيقيا. لقد حبسوني هناك، وألبسوني ملابس صغيرة مهينة. |
Bu şehir duvarla çevrilmiş olabilir ama bir hapishane olmak zorunda değil. | Open Subtitles | ربما هذه المدينة محاطة بجدار ولكنها لا يجب أن يكون سجنًا. |
...bir krematoryum bir patoloji laboratuvarı, bir hapishane elektrik üreten bir santral yüksek rütbeli subaylara ait bir kışla ve çeşitli deneysel projelerin gerçekleştirildiği, diğer başka bölümler vardı. | Open Subtitles | المقر الرئيسي كان سريا للغاية مقبرة مختبر الأمراض، سجن |
Davada taraf tutamazsınız. Mahkumlar için yapılmış bir hapishane. | Open Subtitles | لا يمكنك وضع مكان في المحاكمة إنة مجرد سجن للسجناء |
Amerikan halkı şundan emin olabilir Alkadraz firar edilemez bir hapishane. | Open Subtitles | اردت فقط ان اطمان الشعب الامريكى بانه سجن ألكتراز دليل على انه |
Muhteşem bir hapishane seçtin. Ama yine de bir hapishane. | Open Subtitles | لقد اخترت سجنا رائعا,و لكنه سجن علي اي حال |
Muhteşem bir hapishane seçtin. Ama yine de bir hapishane. | Open Subtitles | لقد اخترت سجنا رائعا,و لكنه سجن علي اي حال |
Hiç bir hapishane beni tutamaz... babamın yattığı hapishanede kendimi mahkûm edeceğim... ve 24 saatte kaçacağım. | Open Subtitles | لاثبات انه لا يوجد سجن ممكن ان يحتجزنى اننى ساسجن نفسى فى نفس الزنزانه التى يحتجز فيها ابى فقط لاهرب بعد 24 ساعه |
- Aslında, bilmiyorum. - Bu gemi bir hapishane nakliyesi. | Open Subtitles | فى الواقع لا أدرى هذه السفينه إنها سجن متنقل |
Bana göre bir hapishane. | Open Subtitles | لكن التفكير هو ما يجعله هكذا بالنسبة لي،إنها سجن |
Beş ayda bir, bir hapishane karavanında oynaşmak bu kaşıntıyı gidermez. | Open Subtitles | جلسة صغيرة كلّ خمسة شهور في مقطورة سجن لن تشبع ما تريدينه |
Bu yüzden okyanus olmayan Akdeniz, yaşam gücümüzü yok eden bir hapishane olamaz.. | Open Subtitles | البحر الأبيض المتوسط الذي ليس محيطا يجب ألآ يكون سجناً |
Tüm kanunların yetki alanı dışında kalan bir hapishane yürüten birinin söylemesi. | Open Subtitles | قادم من شخص يدير سجناً خارج نطاق صلاحيّة أيّ قانون |
Ve en kötüsü de kendi adamlarının gardiyan olduğu bir hapishane yapmak. | Open Subtitles | وأسوأ مافي الأمر يريد أن ينشيء سجنًا خاصًا به ويضع حراسه الخاصين لحمايته |
Şey, demek istediğim bakacak olursan bir hapishane hücresi Minimalizm'in en çirkin ifadesidir. | Open Subtitles | ما أقصده هو... السجن بالنسبة للجميع... هو التعبير البسيط لكلمة سيء. |
O zamandan beri burayı siyasi bir hapishane olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | وقد كانوا يستخدمون المكان كسجن سياسي منذ ذلك الحين |
bir hapishane hücresini görmenizi gerekli buluyorum, Bay Scofield. | Open Subtitles | أرى أنه يجب أن تذوق طعم السجن يا سيد (سكوفيلد) |
bir hapishane damgası herkesin görmesini isteyeceğin türden bir şey değildir. | Open Subtitles | وسم سجنٌ ليس باشيء الذي تظهره و تتجول به في الأرجاء |