Kelimenin tam anlamıyla kariyeri için dünyanın sonuna kadar gitmeye gönüllü olması gerçek bir ilişki için onu ulaşılamaz yapıyor. | Open Subtitles | مستعدّةٌ حرفيًّاً أن تذهب إلى نهاية العالم من أجل عملها مما يجعلها غير ممكنةٍ لعلاقة حقيقية |
Ama uzun-mesafeli bir ilişki için bile bu... | Open Subtitles | مرتان في الشهر لكن حتي لعلاقة بعيدة المدي |
Çünkü bu bir ilişki için mükemmel bir ilk adım. | Open Subtitles | لأن هذه هي بداية جيدة بالنسبة لعلاقة |
Ve ciddi bir ilişki için hazır olmayabilirsin. | Open Subtitles | وقد لا تكوني مستعدة لعلاقة جدية. |
Görünen o ki, gerçek bir ilişki için hazır değilim. | Open Subtitles | واضحا أني غير مستعد لعلاقة حقيقية |
Bazıları bir ilişki için hevesli bile olabilirler. | Open Subtitles | بعضهن حتى قد يكن متلهفات لعلاقة |
Ciddi bir ilişki için pek de zamanım yok. | Open Subtitles | -لا وقتَ لديّ فعلاً لعلاقة جديّة |
Yeni bir ilişki için hazır değilim. | Open Subtitles | لستُ مُستعدّة لعلاقة بعد. |
Belki de ciddi bir ilişki için hazır değilim. | Open Subtitles | ربّما لست جاهزاً لعلاقة جادّة |