Ama imzalı bir itiraf ve kaçan bir adamla suçlu hükmünü asla veremezlerdi. | Open Subtitles | ولكن مع اعتراف موقع ورجل هارب لا يمكنهم أبداً التأمل في حكم بالإدانة |
Ağızlarından çıkan her lafa şüpheyle yaklaşılmalıdır bir itiraf bile olsa. | Open Subtitles | يتحتم التشكيك بكل ما يخرج من افواههم, حتى وإن كان اعتراف. |
Bir avukat ve psikiyatrist tutar ve acilen gönüllü bir itiraf hazırlarız. | Open Subtitles | يمكننا أن نستأجر محامي وطبيب نفساني ونعمل إعتراف طوعي فوري وعرض بالتعويض |
Ama bu deliğin büyüklüğüne bakarak, bunun bir itiraf olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لكن مِنْ حجمِ هذه الفتحةِ، أنا قُلْ نحن لَنا إعتراف بالذنبُ. |
Elinizde bir itiraf ve hertarafı benim parmak izlerimle dolu olan bir cinayet aleti var. | Open Subtitles | لديك أعتراف و دافع، وسلاح جريمة ربما بصماتي بكل مكان به |
Senden bir itiraf alırsak onun bizim için bir önemi kalmıyor. | Open Subtitles | هي ليست مهمة لنا إذا حصلنا على الإعتراف منك |
- bir itiraf, daha çok. - Durun. | Open Subtitles | ـ اعترافاً اذا كنت تود ذلك ـ انتظروا |
İmzalı bir itiraf değilse ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | ما لمْ يكُ ذلكَ إعترافاً موقّعاً لستُ مهتماً بشيء |
İşte bir itiraf daha: Ona bir şeyler öğretme konusunda kızımızın benden daha başarılı olduğunu gördüm. | TED | وهنا اعتراف آخر: وجدت أن ابنتنا ناجحة في تعليمه هذه المهارات أكثر مني في الواقع. |
Eğer bir itiraf istiyorsanız, çabuk hareket etmelisiniz. | Open Subtitles | وإذا أردت الحصول على اعتراف منه فعليك التصرف بسرعة |
Psikiyatristin bunun bir itiraf olarak iyi olduğunu söylediğini duydun. | Open Subtitles | سمعت من يقول يتقلص هذا امر جيد كما اعتراف. |
bir itiraf imzalayıp hayatının sonuna kadar bir hücrede yaşabilirsin ya da bize s*ktirip gitmemizi söyleyip asılabilirsin. | Open Subtitles | ان توقع اعتراف وتقضى بقيه عمرك فى السجن او ان تخبرنا ان نبتعد وعندها ستشنق |
Peki, Collins'den bir itiraf almalıyız. | Open Subtitles | الحق ، لدينا للحصول على للخروج من اعتراف كولينز. |
Önemli olan şey, doğru olup olmadığın ve doğruysan, davayı açacak kadar sağlam bir itiraf alman. | Open Subtitles | . الشئ الأهم هو ما إذا أنت محق ولو كنت محق فالحصول على إعتراف . فقط هو ما يصمد فى المحكمة |
İmzalı bir itiraf mı istersin, yoksa önce bir kahve mi içmek istersin? | Open Subtitles | هل ترغب في إعتراف الأن أم تريد قهوة أولاً؟ |
Çünkü seni birkaç tanık ve yazılı bir itiraf bırakmadan birini öldürebilecek kadar zeki olmadığını bilecek kadar uzun tanıyorlar. | Open Subtitles | الذين يعرفونك بطريقه كافيه للإشاره إلى أنك قذر بما يكفى لتقتل بدون ترك شهود أو إعتراف موقع |
Rahip Hutton'a ulaştırılmak üzere bir itiraf mektubu bıraktım. | Open Subtitles | نعم تركت رسالة إعتراف موجهة للقسيس هاتون |
Çünkü işkence olmazsa resmi bir itiraf da olmaz. | Open Subtitles | . لأنه ليس هناك إعتراف قانوني مالم يكن هناك تعذيب |
bir itiraf alabilmek umuduyla dinleme cihazı takıyordum. | Open Subtitles | كنت مرتدية جهاز لاسلكي أملاً في الحصول على أعتراف |
Fabrikaya gönderilmeden önce bir itiraf imzalamasını umuyorum. | Open Subtitles | أتوقع منها أن توقع على أعتراف كامل قبل أن تـُـرسل إلى المصنع |
Ona bir çözüm yolu gösterin. Bu şekilde bir itiraf alabilirsiniz. | Open Subtitles | هكذا تحصُل على الإعتراف |
bir itiraf imzalasam. | Open Subtitles | لو وقعت اعترافاً |
Bu bana daha çok bir itiraf gibi geldi. | Open Subtitles | ذلك يبدو كقدر فظيع, مثل إعترافاً لي |
Sıradaki konuğum, Chicago'nun en önemli bürokratlarından birisiyle oldukça hoş vakit geçirmişti ve şimdi de şoke edici bir itiraf kitabı üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | ضيفي القادم قضي وقت كبير مع أحد الأسماء الكبيرة في الحياة السياسية لشيكاغو وهي بصدد عمل كتاب يروي كل التفاصيل الصادمة |
Etmem gereken bir itiraf var. | Open Subtitles | إن لدى ما أعترف به |
Bunu, gönlünü çelmek için yaptığım tatlı bir itiraf olarak mı görüyorsun? | Open Subtitles | هل تنظرين الى هذا كإعتراف جميل لإِ غوائك؟ |
Seni iyi tanımamama rağmen kötü bir itiraf yapabilir miyim? | Open Subtitles | هل بامكاني القيام باعتراف فظيع حتى مع كوني بالكاد اعرفك؟ |