"bir kadının" - Traduction Turc en Arabe

• امرأة
• المرأة
• لامرأة
• لإمرأة
• أمرأة
• امرأه
• مرأة
• للمرأة
• امراة
• إمرأه
• امرأةٍ
• إمرأة
• المرأه
• بامرأة
• إمرأةِ

Hamilelikler bir kadının hayatında mutlu ve doyurucu anlarla dolu zamanlar olarak bilinir.
إن فترة الحمل من المفترض أن تكون سعيدة ومرضية في حياة أي امرأة

Kılıcının ucu yıkımdan kaçmaya çalışan bir kadının ayağına değiyor.
يتلاقى طرف سيفه بقدم امرأة أثناء محاولتها الهرب من الدمار.

bir kadının istediği için bir erkekle yatmasının nesi yanlış?
ما العيب في امرأة تضاجع شخصا لانها ترغب به فحسب

Sarışın olmadıktan sonra bir kadının... gerçekten bir kadın olmadığını düşünüyorum.
لا أظن المرأة قد تكون إمرأة فعلا إلا إذا كانت شقراء

Daha önce hiç bir kadının kafasına kuş çarptığını görmemiştim.
لم يسبق وأن رأيت ذلك قط. طائر يصطدم برأس امرأة.

Mektupta diyordu ki çocuğu olmayan bir kadının ölüden farkı yoktur.
تقول أن امرأة لا تنجب طفلاً ليست أفضل من امرأة ميتة.

bir kadının sizi defalarca çılgına çevirebilmesi büyük bir muammadır.
من الغامض كيف تستطيع امرأة أن تقودك للجنون مراراً وتكراراً

İnanamadığım tek şey, senin gibi harika bir kadının benimle evli olduğu.
الشيء الوحيد الذي لا أصدقه هو أن امرأة رائعة مثلك متزوجة مني

bir kadının benimle belki de son flört edişi. - Halime baksana.
على الأرجح، ستكون هذه آخر مرّة تغازلني فيها امرأة وأنا بهذه الحال

Bunlardan birinin gerçek bir kadının yerini almasına imkan yok.
محال أن تحلّ واحدة من هذه الدمى محلّ امرأة حقيقية

Ama iyi ki başaramadı, tamam mı? bir kadının hayatından bahsediyoruz.
ولكن لحسن الحظّ فلم تنجح، نحن نتحدّث هنا عن حياة امرأة

Altmış yaşındaki bir kadının ağzına dilini sokabilecek kadar nasıl uçabildiğini merak ediyorum.
اتسائل ما كمية الحشيش التي تعاطيتها لوضع لسانك بفم امرأة بعمر 60 عام

Görmek istediği bir kadının olduğunu söyledi sonra da beni attı.
لقد قال بأن هناك امرأة يود رؤيتها ثم قام بدفعي خارجاً

Bir defasında ona bir kadının başarılı olmasının istenmediği bir dönemde hem diplomasi hem de casuslukta nasıl ustalaştığını sormuştum.
سألتها مرة كيف أنها تمكنت من إتقان الدبلوماسية والتجسس في الوقت الذي كان لا أحد يريد أن يرى امرأة تنجح

Ama Londra'da yalnız bir kadının tek başına ilerlemesinin kolay birşey olmadığını öğrendim.
لكني اكتشفت أن التجول وحيدة في لندن لم يكن أمراً سهلاً بالنسبة لامرأة

Parisli bir kadının bahardaki kokusunun ne kadar ölümcül olduğunu biliyor musun?
هل تعرفين كم هي قاتلة تلك الرائحة لإمرأة باريسية في موسم الربيع؟

En ateşli şeyin 66 yaşında hamile bir kadının olduğunu söylüyorsunuz.
الشئ الأكثر أثارة على الأطلاق سيكون أمرأة حاملة بعمر 66 سنة

bir kadının yanlış ifade vermesi için düzmece bir oyunla her şeyi planlamak ve Lola'nın ifadesinin Valide Hanım'ı idama gönderebilmek ne suç ama.
.الذي بدأ كمخطط بريئ للقبض على .امرأه لم تكن تريد ان يقبض عليها ,تطور .الى ان لولا تعطي شهاده خاطئه و وحكم اعدام محتمل

bir kadının böyle bir söz vermeye hakkı olmadığını unutmuşum.
حتّى نسيت تلك مرأة لم حتى الحقّ في إعطاء الوعود

Kazara annelik bir kadının başına gelebilecek en güzel şeydir.
الأمومة العرضية هي الشيءُ الأعظمُ الذي يمكن أن يحدث للمرأة

bir kadının bunu idrak etmesini beklemiyorum ama ülkemiz sabotajcılarla dolu.
لا اتوقع من امراة ان تفهم ذلك ولكن وطننا يعج بالمتمردين

Bağımsız ve güçlü bir kadının da güzel olabileceğini kabul etmelisin artık.
إمرأه قوية، مستقلة لو كنت أنا لكنت حددت من خسائري وتابعت حياتي

Gerçek bir Margaret Blaine vardı. Onu öldürüp, soydun ve derisini kullandın. Ölü bir kadının dudaklarıyla merhamet diliyorsun.
. وأنتِ قتلتها وسلختها وارتديتِ جلدها . وأنتِ الآن تتوسلين لحياتكِ من شفاة امرأةٍ ميتة

Burada küçük bir adamın ya da bir kadının yürüdüğünü görüyoruz.
نرى هنا أن هناك رجلاً يمشي على طول، أو ربما إمرأة.

bir kadının, Shiege'nin yaşına gelince, ailesinden ayrı, kendine göre bir yaşantısı oluyor.
المرأه لديها حياتها الخاصة مستقلة عن والديها عندما يصبح المرء بسن شيغي

Kısa boylu bir erkekle uzun boylu bir kadının evlenmesi gerçekten çok kötü.
يكون الأمر سيئا عندما يتزوج رجل قصير بامرأة طويلة

Ölümlü bir kadının oğlunun babası olmak için cehennemden geldi.
اتي من الجحيم وأنجبَ ولد من إمرأةِ هالكةِ