Bayan Sarah, Kuzey Karolina dağlarında bir lokanta işletiyordu. | TED | تملك الآنسة سارة مطعماً في جبال شمال كارولاينا. |
Hey, süslü püslü bir lokanta açmaya ne dersiniz? İnsanlar şapka ve paltolarını vestiyere koyunca da onları çalarız. | Open Subtitles | لنفتح مطعماً فاخراً ، وحين يترك الناس قبعاتهم وستراتهم نسرقها |
Ordunun veznedarını soydum, Illinois'e gittim, bir lokanta satın aldım, ve yalnız bir kadınla evlendim. | Open Subtitles | سرقت مدير الرواتب وذهبت الى مدينة الينويز واشتريت مطعما وتزوجت من مطلقة |
Çıkma teklif etmiyorum. Bana bir lokanta göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أطلب منك الخروج معي , إنما أسألك هل تعرفين مطعما جيد |
Polisler buraya her zaman gelirler. Burası bir lokanta. | Open Subtitles | الشرطة يأتون هنا دائماً إنه مطعم |
Lütfen yarın geceye rezervasyonu olan bir lokanta bul. | Open Subtitles | تجدون أحد المطاعم التي لا تزال تحفظ مفتوحة غدا ليلا. |
Orada bildiğim bir lokanta var. Hayatında öyle balık yememişsindir. | Open Subtitles | أعرف مطعماً هناك سمك لم تتناول مثله من قبل |
Ben sadece ilkbahar ekinoksunda açık olan organik bir lokanta açmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبدأ مطعماً عضوياً لا يفتح إلاّ في الإعتدال الربيعي. |
2013'te Sunday Soul isimli gezici bir lokanta bile açtım. | TED | في عام 2013، أنشأت مطعماً مؤقتاً، يدعى "ساندي سول". |
Le Cirque gibi bir lokanta sahibi olmak güzel olmaz mı? | Open Subtitles | أليس رائعاً أن تمتلك مطعماً مل "لاسيرك"؟ |
Orasının bir lokanta olduğundan bile şüpheliyim. | Open Subtitles | إذا كان يمكن أن تسمي ذلك مطعماً |
Bu lanet olası bir lokanta değil. | Open Subtitles | هذا ليس مطعما لعينا |
Barı olan bir lokanta. | Open Subtitles | إنه مطعم لديه حانة |
Cattleman'ın Çiftliği adında bir lokanta. | Open Subtitles | "إنه مطعم يدعى "كاتلمنز رانش |
Bana bir lokanta verdi. | Open Subtitles | أعطاني أحد المطاعم |