Grafiğe bir nokta koyalım, bir üniversiteli olduğunu farz edelim. | TED | دعونا نضع نقطة على الرسم البياني تمثل طالب سنة أولى. |
Ben iki inşanın anlaşabileceği bir nokta olduğuna her zaman inandım. | Open Subtitles | أتدري، أظن أن هناك نقطة اتفاق يمكن لشخصين أن يصلا إليها |
Geri kalanlarınızı tutmak da tartışmalı bir nokta haline gelmişti. | Open Subtitles | عند اطلاق سراحه يحاول التماسك.الي ان تحول الي نقطة جدال |
Hakli oldugu bir nokta vardi kendisinin terapistine asik olan ilk kisi olmadigini söyledi. | Open Subtitles | و لديها وجهة نظر, لقد سألت إن كانت هي أول شخص يقع في حب المعالج |
Bak, doktor, röntgen filminde siyah bir nokta olduğunu biz de biliyoruz. | Open Subtitles | إسمع يا دكتور، نحن نعلم بانه هناك بقعة سوداء في صور الأشعة |
Tamam, bir nokta, basmamaya ama sadece bir görünüş yoktu | Open Subtitles | حسناً ، ليس كي أثبت نقطة لكن ألم تشاهدي حلماً |
Küçük bir nokta buldum. Bu en küçük parça olmalı. | Open Subtitles | لدي نقطة صغيرة هنا إذن لابد وأن هذه هي الأصغر |
bir nokta da doğruyu değil de yanlışı seçersen asıl sen osundur. | Open Subtitles | في نقطة ما .. عندما أخترت الخطأ على الصواب هذا يقع عليك |
- Kapıyı tutamıyorlar, çünkü hareket eden uzayda sabit bir nokta arıyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنهم إبقاء الباب لأنهم يبحثون عن نقطة ثابتة في فضاء متحرك |
Benim için çok önemli bir nokta da, herhangi bir marka ya da sponsor kullanmamam. | TED | نقطة مهمة بالنسبة لي انني لا استخدم اي علامة تجارية او شركة راعية |
Şimdi bu fikri genelleyebiliriz. Beyindeki bir nokta yerine, | TED | ومن ثم قررنا ان نعمم هذه الفكرة وبدلا من نوجه الضوء الى نقطة واحدة |
Eğitimle ilgili başka bir nokta: modern laik dünyada birisine bir şey söylediğinizde onu hatırlayacağına inanıyoruz. | TED | نقطة اخرى عن التعليم: نحن نتجه للايمان بالعالم العلماني حيث انك اذا اخبرت شخص ما عن شيء ما لمرة واحدة , سوف يتذكره |
Ve ufak bir elektrik akımı gönderildiğinde kırmızı bir nokta ve 'klik' sesi oluşacak. | TED | وحين تطلق تموجا من الكهرباء، ستظهر نقطة حمراء وطقطقة. |
Ekranda görülen küçük bir nokta ve küçük bir düğme döndürme işlemi mevcut. | TED | هناك نقطة صغيرة تظهر على الشاشة، ولفة واحدة صغيرة للمفتاح. |
Bir dakika durup bunu düşünelim, çünkü bu çok önemli bir nokta. | TED | دعونا نتوقف ونفكر في هذا لمدة دقيقة، لأنها نقطة هامة جدا. |
Eğer elimde bu olmasaydı bu iyi bir nokta olabilirdi. | Open Subtitles | ستكون هذه وجهة نظر جيده لو لم يكن لديّ هذه الصورة |
Hiç şüphesiz ki Nijerya da önemli bir nokta. | TED | مما لا شك فيه، واضح أن نيجيريا بقعة ساخنة. |
Stratjik bir nokta elde etmek için Marcus'la orada buluşacaktım, düşmanın sayısını ve mevkiini muhakeme etmek için. | Open Subtitles | كنت هناك لاقابل ماركوس من اجل الحصول على نقطه جيده لكشف عدد عدونا وموقعه |
Benim alanım atomun içinde küçük bir nokta olan atomik çekirdek. | TED | مجال اختصاصي هي نواة الذرة، وهي النقطة متناهية الصغر داخل الذرة. |
Ve burası çok önemli bir nokta. | Open Subtitles | إنه مكان هام جدا |
Bunun nedeni, erkeklerin temelde daha az erdemli olmaları değil; bu konunun, çoğu erkek için anlaşılmayan bir nokta olması. | TED | ليس لأن الرجال في الأساس أدنى أخلاقياً، لكن الأمر يتعلق بنقطة عمياء لدى معظم الرجال. |
Telefonu açmadan önce, dikkate almanız gereken bir nokta var. | Open Subtitles | قبل أن تفعلي، هناك أمر واحد تأخذينه بعين الاعتبار |
Burası kötü bir nokta. | Open Subtitles | إنه موقع سيء. |
- Yani başlamak için iyi bir nokta. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون نقطةٌ مهمّة . للبدء |
Çok... yerinde bir nokta. | Open Subtitles | تلك وجة نظر جيدة |
Gerçekten insan kafasında, ateş edince kafayı patlatabildiğimiz bir nokta var mı? | Open Subtitles | هل صحيح آنه يوجد مكان برآس الرجال إذا آطلقت النار عليه سوف ينفجر ؟ |
Tek bir nokta bile çizemezdi. | Open Subtitles | لما حقق نجاحًا واحدًا |
Sınırlı hava sahası, kamera yok... Tamamen kör bir nokta. | Open Subtitles | لا مراقبة إنها منطقة عمياء عرضية |
Bu benim memleketim Maryland, Baltimore’daki insanlar arasındaki ilişkilere dair bir harita. Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte, Her bir çizgi ise bu insanlar arasındaki ilişkiyi göstermekte, her bir renk ağ içindeki topluluğu temsil etmektedir. | TED | هذه خريطة العلاقات بين الناس في مسقط رأسي، بالتيمور، ماريلاند، وما تستطيعون رؤيته هنا هو أن كلَّ نقطةٍ تمثل شخصاً وكلَّ سطرٍ يمثل علاقة بين هؤلاء الأشخاص وكلَّ لونٍ يمثل مجتمعاً داخل إطار الشبكة. |