yani bu bilgi yayılır. Bilgi'nin de hikayemizin bir parçası haline geldiğini fark etmiş olmalısınız. | TED | و هكذا تنتشر المعلومات. لاحظوا أنّ المعلومات أصبحت جزءاً من تاريخنا. |
Eğer bu doğru ise, bu birden fazla defa olacaktır; bu durumda bizler de çoklu evrenin bir parçası haline gelmiş oluyoruz. | TED | إذا كان ذلك صحيحاً فسوف يحدث أكثر من مرة؛ سوف نكون جزءاً من أكوان متعددة أكبر بكثير. |
Bu duruma göre Tweet'ler hikayelerin bir parçası haline geldi. | TED | التغريدات الحالية، في هذه الحالة، يصحبون جزءاً من القصة. |
Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa parktan şehre doğru uzansın. | TED | ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة. |
Ben de Afrika'daki cadı suçlamalarını ve zulmü sona erdirmeyi hayatımın görevinin bir parçası haline getirdim. | TED | وقد جعلت جزءًا من مهمة حياتي القضاء على تهمة السحر والشعوذة واضطهاد السحرة في أفريقيا. |
Ancak internet hayatımızın bir parçası haline geldikçe onu daha pasif bir şekilde kullanır olduk. | TED | لكن وبعد أن اصبح الإنترنت أكثر وأكثر جزءًا من حياتنا اعتمادنا واستخدامنا له أصبح أكثر سلبيةً في معظم الأحيان. |
Daha önce alınmış nanitlere eklenerek sinaptik ağın bir parçası haline gelir. | Open Subtitles | يصبح جزء من شبكة اجمالية، مضاف إلى نانويت إستلم سابقا |
Vücudumun bir parçası, hislerimin bir uzantısı olmuştu ve bir zaman sonra resmi fotoğrafımın bile bir parçası haline geldi. | TED | لقد أصبح جزءاً من جسدي، امتداداً لحواسي، وبعد مرور بعض الوقت، فإنه أصبح جزء من صورتي الرسمية. |
Deri estetiktir ve uzun zamandır tarihimizin bir parçası haline gelmiştir. | TED | فهو جميل ،و طالما كان جزءاً من تاريخنا. |
1000 yılında, oyun, mahkeme eğitiminin bir parçası haline geldi. | TED | بحلول 1000 م، أصبحت اللعبة جزءاً من التعليم. |
Bunu, akşam yemeklerinizde veya kokteyllerde sohbetlerinizin bir parçası haline getirin. | TED | اجعلوها جزءاً من حديثكم على العشاء وعند تناول الفاكهة |
Bu çok güzel,Bir anda hayatımızın bir parçası haline geldi. | Open Subtitles | فجأة يبدو أنها أصبحت جزءاً من حياتنا, الجميلة. |
Bu fuların özelliği şu ki senin şeyinin tanımının bir parçası haline gelir... | Open Subtitles | الهدف من هذا الوشاح أنه سيكون جزءاً من وضوح نفسيتكِ |
Çok büyük bir hata yaptığımı ve farkında olmayarak sorunun bir parçası haline geldiğimi kabul etmek zorundaydım. | TED | كان يجب أن أعترف بشكل إجباري بأني اقترفت خطأً وأصبحت بدون قصد جزءًا من المشكلة. |
Eğer bunları Anayurt Güvenliği ile paylaşırsak kamu kayıtlarının bir parçası haline gelir. | Open Subtitles | مُناقشة هذا مع الامن الوطني سيجعلهم جزءًا من السِجل العام |
Artık Primm tarihinin bir parçası haline geldi. | Open Subtitles | (وكانت جزءًا من تاريخِ (بريم |
Zoc, ben, genç bir pupa görüyorum. Geleneklerimizi öğrenmeye, koloninin bir parçası haline gelmeye, karınca olmaya çalışan bir insan görüyorum. | Open Subtitles | زوك ارى بشرياً يتعلم طرقنا و يصبح جزء من المستعمرة |
Bu hayatının dokusunun bir parçası haline gelir. | Open Subtitles | الأمر يصبح جزء من نسيج حياتك |