"bir parçasısın" - Traduction Turc en Arabe

• جزء من
• أنت جزء
• جزءٌ
• جُزء من
• جزءا من
• جزءاً من
• عضو في
• جزءَ
• انت جزء
• أنت فرد من
• أنتِ عضو
• جزء مِنْ

Amerika'yı kötü bir gelecek bekliyor ve sen bu zavallı neslin bir parçasısın.
أعتقد ان امريكا تخبئ مستقبل سئ لك وانت جزء من هذا الجيل السئ

Bu bir aile geleneği, ve sen de ailenin bir parçasısın
. هذه هى تقاليد العائلة . و أنت جزء من العائلة

Muhtemelen sen de bu oyunun bir parçasısın, ne hoş.
أنتِ على الأرجح جزء من تلك اللعبة، لذا لا بأس

Denklemin bir parçasısın ve bunu sen olmadan başaramam.
أنتما جزءٌ من المعادلة، و لا يمكنني حلّها من دونكما

Bu akşamdan itibaren, büyük bir kitlenin sana açacağı davanın bir parçasısın.
اعتبارا من الليلة , انت رسميا جزء من دعوى قضائية ضد نفسك

Victor'a ait olduğunu ikimiz de biliyoruz. İşinin bir parçasısın.
بالاضافة الى ذلك كلنا نعلم انكى منضمة لفيكتور انتى جزء من عمله و هذا الشئ يجبرك على الاستمرار فى الرحيل

Dick'e ait olduğunu biliyoruz. Çalışmalarının bir parçasısın.
كلنا نعلم انكى تخصى ديك انتى جزء من عمله

Sen bu gece olanların bir parçasısın ve hepsi kötü.
أوتعلمين, أنتِ جزء من الأشياء التي حصلت لي الليلة, وجميعها سيئة.

Şey, sen Grant'in hayatının bir parçasısın... ve bu da demek oluyor ki benim hayatımın da bir parçasısın
أنت جزء من حياة غرانت و هذا يعني أنك جزء من حياتي ايضن

Sen işinin bir parçasısın.
أنت جزء من تكوينه وأنت الشيء الذي يجعله يتابع

Birileri benimle oyun oynuyor. Elbette, sen de oyunun bir parçasısın.
شخص ما يعبث معى بالطبع, فانت جزء من اللعبة

Bu ailenin bir parçasısın ve bunun yükünü çekeceksin!
الأن أنت جزء من هذه العائلة , و يجبأنتشعربالمسؤليةالكاملةتجاههذا.

sen Grant'in hayatının bir parçasısın... ve bu da demek oluyor ki benim hayatımın da bir parçasısın
أنت جزء من حياة غرانت و هذا يعني أنك جزء من حياتي ايضن

Gabby, Ambulanstayken yapman gereken tek bir şey vardı ama artık bu ekibin bir parçasısın.
إنَّ هذا لشئٌ لا يؤخذُ بالحسبانِ عندما تكوني المسؤولة ولكنَّكـِ جزءٌ لا يتجزء من الفريقِ الآن

Sen Sovyet fraksiyonunun bir parçasısın değil mi?
أنتَ جُزء من جماعة السوفييت، صحيح؟

Şimdi sende bunun bir parçasısın, bizim parçamız; bu hepimizin yaşamımın kökü.
الآن بعد أن كنت جزءا من هذا كله، جزء منا، ومن جذر حياتك.

Sana haberlerim var canım benim sen de onun bir parçasısın.
حسناً، لدي أخبار لك، يا عزيزي، أنت جزءاً من ذلك أيضا.

Sen takımımın bir parçasısın. Dünyayı kurtaran kadın.
أنتِ عضو في فريقي المرأة التي أنقذت العالم

Ya da sende bunun bir parçasısın.
بدلاً عن ذلك، لَرُبَّمَا أنت جزءَ هذا.

Bu ailenin bir parçasısın ve her zaman öyle olacaksın.
انت جزء من هذه العائلة, وستكون دوماً كذلك

Sen, ailenin bir parçasısın.
أنت فرد من العائلة.

Çünkü bunu yapacaksın. - Şimdi bile bunun bir parçasısın.
لأنّك ستفعل ذلك وأنت جزء مِنْ تنفيذها حاليّاً