Çocuklardan bihaber Korra, bataklıkta bedeninde hala metal zehrin bir parçasını taşıdığını keşfeden Toph'un da olduğu bir sığınak bulmuştur. | Open Subtitles | من دون معرفة الاطفال كورا وجدت ملجأ في مستنقع مع توف التي اكتشفت انه مازال هنلك سم معدني في جسمها |
Kadınlar ve onların aileleri için bir sığınak ama ayrıca bir otel işletmesi. | TED | إنه ملجأ للنساء وعائلاتهم، لكنه أيضًا فندق يعمل. |
Kumarbazlar tarafından dolup taşan kumarhanelerle dolu bir sığınak ve tamamen mafyanın kontrolünde. | Open Subtitles | لرجال العصابات بعيدا من القانون ملاذ مليئ بالكازينوهات والمقامرين وهو تحت سيطرة العصابات |
Bu, tapınağın haritası. bir sığınak. Adadaki, belki de son güvenli yer. | Open Subtitles | هذه خريطة لـ"المعبد"، إنّه ملاذ وقد يكون آخر مكان آمن بهذه الجزيرة |
Çocuk büyütmede bağlanma teorisine çok inanırım ve bağlanma teorisi şu ana fikre dayanır; yaşam, güvenli bir sığınak bulup atıldığımız maceralar dizisidir. | TED | وأنا من أشد المؤمنين بنظرية التعلق في تربية الأطفال، ونظرية التعلق تعتمد على شعار أن كل الحياة ما هي إلا سلسلة من المغامرات تأتي على قاعدة من الأمن. |
Bilginize, önünüzde bir sığınak grubu var. | Open Subtitles | كونوا على حذر هناك شبكة مخابئ فى المنطقه |
Benim gerçekten de mermerden yapılmış bir sığınak olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدي حقاً أنني ملجأ للغارات الجوية مصنوعٌ من الرخام؟ |
Ama bana göre, ben yalnızca hayaletleri gören bir radarım Başkan ise gizlenebileceğim bir sığınak. | Open Subtitles | لكن في عالمي انا فقط رادار للاشباح و الرئيس هو ملجأ يمكنني الاحتماء فيه |
Evin bir sığınak, çocukların, karın kitapların, dostların... | Open Subtitles | إن بيتك مثل ملجأ. أطفالك ،زوجتك ،كتبك أصدقائك المميزين. |
Santa Carla ölmeyenler için bir sığınak olup çıktı. | Open Subtitles | سانتا كارلا أَصْبَحَت ملجأ لغيرِ الامواتِ |
Çaresizler, sevilmemişler, zulmedilmişler için son bir sığınak vardır. | Open Subtitles | آخر ملجأ للمحبط الغير محبوب، والغير محمي |
Babama bodrumda bir sığınak yaparken yardım etmiştim çünkü bazı aptallar bir kaç düzine savaş başlığını.. | Open Subtitles | ساعدت والدي في بناء ملجأ ضد القنابل في قبو منزلنا لأن أحمقاً ما وضع دستة من الرؤوس الحربية |
Senden istediğim daha önce de yaptığın gibi zihninde bir sığınak oluşturman. | Open Subtitles | لهذا اريدك ان تصنع ملاذ في عقلك، .كما فعلت سابقاً |
Ve var oldukları zamanlarda, insanlar yalnızca vücutlarındaki yenilenmeyi hissetmekle kalmıyor, aynı zamanda ruhani bir sığınak buluyorlardı. | Open Subtitles | وعندما يستوعب الجميع ذلك لن يمكن للناس مرة أخرى تقوية بنيتهم وحسب لكنها أيضا ملاذ روحي |
Yaşlılar için sağlıklı güvenli bir sığınak olduğu sanılan bu yer bir kalp krizi merkezi haline dönüşmüş. | Open Subtitles | ما يفترض أن يكون ملاذ آمن للمسنين الأصحاء تحول إلى مركز نوبات قلبية |
Sahile vuran her şeyi toplayıp elimizde ne var ne yok bakmamız gerekiyor. bir sığınak bulmalıyız. | Open Subtitles | ونعد قائمة بمؤونتنا، وعلينا العثور على ملاذ هيا بنا |
Burası güvenli bir sığınak illtica etmek isteyenler için. | Open Subtitles | هذه الضيعة بمثابة ملاذ آمن. إنها مكان لأي شخص يبحث عن مأوى. |
Anne babanız size güvenli bir sığınak sağladı mı? | TED | هل أعطاك والديك قاعدة من الأمن؟ |
Orada herhangi bir sığınak görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل ترى أي مخابئ فى الحقل؟ |
Kaya havuzu güvenli bir sığınak gibi görünebilir. | Open Subtitles | البرك الصخرية قد تبدو وكأنها ملاذا أمنا. |
Ekonomik bir sığınak haline geldi. Onlar için bir nevi kar yapma eğilimlerine karşılık ödeyebilecekleri kefaret, bir dolar başına beş sent. | TED | اصبح ملاذاً اقتصادياً حيث امكنهم اخذ الجزاء لميولهم الكسبية ب5 سنت للدولار |
Bildiğim boş bir sığınak var. Oraya gidelim. | Open Subtitles | من الافضل ان نختبئ في مخبأ انا اعرفه |
Lütfen güvenli ve kilitli bir tesiste hemen bir sığınak bulun! | Open Subtitles | أرجو الاحتماء حالا في مكان آمن ومغلق |