| Amcam çoraplarımı mikrodalga fırınında pişirdi... köpeğimiz de bir saat boyunca halıya kustu. | Open Subtitles | عمي كان يجفف جواربي بواسطة المايكروويف. و أستلقى الكلب على الأريكة لمدة ساعة. |
| Onun yerine yaptıkları insanları alıp teker teker soluk bir odaya koymak ve bir saat boyunca başlarına gelen kötü şeylerden konuşmalarını istemek." | TED | عوضاً عن ذلك فهم أخذوا الناس واحد تلو الآخر إلى غرف صغيرة داكنة وجعلوهم يتكلمون لمدة ساعة عن أمور سيئة قد حدثت لهم." |
| Sıfır bölgesine gittim ve,... ... bir saat boyunca önümdeki kalabalığa çarptım durdum. | TED | أخذت هذه إلى جراوند زيرو، وواصلت سيري عبر الجمع لمدة ساعة. |
| Bu epey profesyonel bayan görüşmeciler, bir saat boyunca bir kadınla oturuyor ve o kadına tüm doğurganlık hikayesini soruyorlar. | TED | وهي عالية الكفاءة حيث تقوم نسوة بعمل مقابلات وتجلس مع النسوة الاخرى لمدة ساعة كاملة تسئلها عن تاريخ ولاداتها |
| Üç tane sinirli, aç kadının bir saat boyunca başının etini yemesi ne demek, biliyor musun? | Open Subtitles | ألديك أي فكرة عما هو أن يكون لديك ثلاثة نساء غاضبات يعانين من سوء التغذيه يقطعوك إرباً لمدة ساعه كامله؟ |
| Güvenlikler ve polislerle beraber her yeri aradık. Tam bir saat boyunca. | Open Subtitles | بحثتُ في كل مكان ، وكذلك فعلت شرطة المول وكذلك فعلت الشرطة ، بحثنا لمدّة ساعة |
| bir saat boyunca kanalda çalıştım ve ben bile kulaklığın nasıl çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | حقاً؟ حسناً, عملت في التلفاز لساعة واحدة وحتى أنا اعرف كيف أشغل السماعات |
| Son bir saat boyunca ona ne söyleyeceğimi bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | أمضيت الساعة الماضية أحاول تبيُّن ما سأقوله لها. |
| Stalin bir saat boyunca son detayına dek Roosevelt'in konuşmalarını incelerdi. | Open Subtitles | لمدة ساعة تقريبًا كان ستالين يطّلع بشكل دقيق على جميع محادثات روزفلت |
| bir saat boyunca telefon bağlama. | Open Subtitles | ضعي جميع مكالماتي على الانتظار لمدة ساعة |
| Bak, bir saat boyunca ot dükkanındaki aptallara ..işkence ettim. | Open Subtitles | أسمع، ضللت أحطم في متجر هؤلاء الحمقى لمدة ساعة |
| İki kişi bir saat boyunca bir temsil salonunda birlikte kilitli kaldı diye dedikodular başlarsa iyi olmaz. | Open Subtitles | إذا إنتشرت شائعه بأن شخصان إحتُجزا معاً بقاعة العرض لمدة ساعة فلن يكون هذا جيداً |
| O zaman beni bir saat boyunca restoranda bekletmene rağmen seni affediyorum. | Open Subtitles | حسنًا, في تلك الحالة,أنا أسامحك تماما لأنك جعلتني أنتظرك وحيدة في المطعم لمدة ساعة. |
| Ama ürkütene kadar bir saat boyunca ona baktım, yani kesinlikle beni fark etti. | Open Subtitles | لكني حدقت فيها لمدة ساعة حتى أخفتها لذا أنا حتما لفت إنتباهها |
| Bana bakın. Bu sabah en az bir saat boyunca hepimiz dairedeydik. Philip de öyle. | Open Subtitles | لمدة ساعة في هذا الصباح كنا جميعًا في الشقة |
| Süper-kötülerden bahsetmişken, bugün babamı sormuştun sonra bir saat boyunca ortalarda yoktun. | Open Subtitles | بالتحدث عن الاشرار الخارقين لقد سالتي عن ابي اليوم وثم اختفيتي لمدة ساعة |
| Bak, bir saat boyunca ot dükkanındaki aptallara ..işkence ettim. | Open Subtitles | أسمع، ضللت أحطم في متجر هؤلاء الحمقى لمدة ساعة |
| On yaşındayken, babam beni bir saat boyunca, durmaksızın top atma oynamaya zorladı. | Open Subtitles | عندما كنتُ في الـ 10 من عمري أجبرني أبي على الإمساك بالكرة ساعة كاملة من دون توقف |
| Kurul bir saat boyunca bunu tartıştı ama bir sonuç çıkmadı. | Open Subtitles | المجلس تناقشو فيه لمدة ساعه وفي النهايه رفضو. |
| bir saat boyunca trafikte beklediğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنّنا علقنا في الزحمة لمدّة ساعة |
| Bu sınıfa gelip bir saat boyunca dikkatini toplayabilir misin? | Open Subtitles | إن تأتي إلى هذا الصف وتنتبه لساعة واحدة لعينة. |
| Son bir saat boyunca ona ne söyleyeceğimi bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | أمضيت الساعة الماضية أحاول تبيُّن ما سأقوله لها. |
| Oturmaya kendine bir kadeh dolusu 'kapa çeneni' almaya ne dersin? Çünkü önümüzdeki bir saat boyunca konuşmayacaksın. | Open Subtitles | صبي على نفسك الزجاج و لا تتكلمي في الساعة القادمة |
| O haftanın her günü kumsalda yürüyebilir, okyanusta yüzebilirsin tabii keskin nişancıların gözetiminde, bir saat boyunca. | Open Subtitles | سيكون باستطاعتك التنزه على الشاطىء و السباحه فى المياه لمده ساعه كامله بالطبع سيكون هذا تحت الحراسه |
| Şimdi, bir saat boyunca ben ne dersem onu yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن، للساعة القادمة أريدك أن تفعلي بالضبط الذي أقوله لك إذا قلت قفزة، تقفزي |