bir taraftan korku ve dışlamayla mücadele ederken diğer taraftan yabancılardan korkmayı ve milliyetçiliği nasıl reddedebiliriz? | TED | كيف لنا أن نوازن بين معالجة الخوف والعزلة من جهة بينما على الجهة الأخرى الرفض بشدة للإذعان لرهاب الأجانب والقومية؟ |
Hayır, bu olmaz. Ya bir taraftan olursun, ya da diğerinden. | Open Subtitles | لا، ذلك لن تفعليه.أنت ستكونى من جهة أَو الآخرون |
Aynen son kasetinde söylediğin gibi beklentiler, bir taraftan insana yol gösterebilir ama diğer taraftan da, hayal kırıklığına uğratabilir. | Open Subtitles | إنه نوعاً ما مثل ما قلتيه في شريطك الأخير, كيف ان من جهة.. التوقعات يمكن أن تُلهِمك, |
bir taraftan baktığımızda yolsuzluğa rağmen hala zengin bir adamsın. | Open Subtitles | من ناحية, حتّى ومع الإختلاسات أنت لا تزال رجل ثري. |
bir taraftan herhangi bir isim ya da yer belirtmekten kaçındığım için evrensel, ama bir yandan da kişiseldiler. | TED | وهي من ناحية عمومية حيث تجنبت تحديد اسماء او اماكن لكن من ناحية اخرى تبدو خاصة |
bir taraftan, bu biyolojik bir etki, ve epey büyük. | TED | فهو من جانب تغير إحيائي وتغير كبير في الواقع. |
Diğer bir taraftan, çuvallarsanız başka bir iş aramaya başlasanız iyi olur çünkü bu çakalların bir özelliği de asla unutmamaları. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى، إذا فشلتم، ربما تجدون أنفسكم تبحثون عن وظيفة جديدة لأن الشيء الآخر بخصوص القطط هو أنها لا تنسى. |
Ama, bilirsin bir taraftan da çok çekicisin, ilginçsin ve enerjiksin. | Open Subtitles | لكن، من جهة أنت ساحر و مسلٍ و مفعم بالحيوية |
Higgs, diğer bir taraftan şu ana dek geliştirilen en başarılı bilimsel teoriyi tamamlamaktadır. | Open Subtitles | هو أن الفيزياء تعمل الهيجز، من جهة يكمل أكثر نظرية علمية ناجحة |
bir taraftan da bunu yapmak istiyorum çünkü hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | من جهة أخرى أردت القيام بذلك لأنني أستمتع بذلك |
bir taraftan seni anlıyorum diğer taraftan da dünyanın en büyük aptalısın demek gibi. | Open Subtitles | من جهة أشعر بك ومن جهة أخرى أنت أكبر احمق على وجه الأرض |
Sonra bir taraftan bir adam diğer taraftan bir kızla birlikte olmaya başlar ve onların aşkı iki tarafı da bir araya getirir falan? | Open Subtitles | ومن ثم رجل من الجانب الآخر احب فتاة من جهة العدو وحبهم جعلا الجهتان يتحدان معا؟ |
bir taraftan korumamız gereken yeni bir cephe anlamına gelse de diğer taraftan kötü insanların kötü şeyler yapmaktan alıkoymak için yani bir saldırı yolu. | TED | هذا يعني أنه لدينا من جهة جبهة جديدة كاملة حيث نحتاج للدفاع عن أنفسنا، ومن جهة أخرى، لدينا وسيلة جديدة للهجوم، وسيلة جديدة بالكامل لمنع الأشرار من القيام بأمورهم الشريرة. |
Bu durum, string teorisyenleri açısından utandırıcıydı çünkü bir taraftan bu teorinin evrenin kesin ve en son açıklaması olduğunu söylemek istiyorduk. | Open Subtitles | كان هذا نوع من الإحراج لعلماء نظرية الخيط لأننا من ناحية,أردنا أن نقول أن هذا ربما يكون هو, الوصف النهائى للكون. |
Yani, bir taraftan, dünya sana ardına kadar açık. | Open Subtitles | أعني، من ناحية إن العالم مفتوح بمصراعيه أمامكن |
Fakat diğer bir taraftan da halkın feryadının karşısında bir yılan kadar sağırlar. | Open Subtitles | و لكن من ناحية الأساءة فهو الأصم الجامع لصراخ عامة الناس |
bir taraftan bu çocuk gelecekteki eşi için kendini feda ediyor ve diğer yandan siz en başından beri kendi eşlerinizi feda edip, duruyorsunuz. | Open Subtitles | من ناحية, هذا الفتى يقوم بتضحيات من أجل مستقبل زوجته ومن ناحية أخرى أنتم.. منذ سنين تجعلون زوجاتكم من تقوم بالتضحيات |
bir taraftan ağladın mı ağlıyorsun... diğer taraftan saklamak da başka bir mesele, öyle değil mi? | Open Subtitles | من ناحية آخرى، يمكنك أن تنعزل عن العالم الخارجي لكن من جانب آخر، إنه حقاً لشيء سيىء بقاء الأمر مخفي، صحيح ؟ |
Bununla birlikte, bir taraftan gelen düşük frekanslı ses, uzak olandan mikrosaniyeler önce yakındaki kulağa ulaşacaktır. | TED | أما صوت منخفض التردد قادم من جانب واحد سيصل إلى الأذن القريبة قبل البعيدة بأجزاء من المليون من الثانية. |
Bir sonraki figür daha büyük görünür ve bir taraftan diğer tarafa atılan bir figür görürsünüz. | TED | يرتسم الشكل التالي بشكل أكبر، و ترى شكلا يندفع من جانب إلى الجانب الذي يليه. |
Çünkü bir taraftan çok ileri gidip korkunç şeyler yapabilir. | Open Subtitles | لأنه من الناحية الأولى، يحاول الذهاب بعيداً بفعل أشياء فظيعة. |
Diğer bir taraftan, bazı insanlarda hoşnut olacaklar, tıpkı benim gibi. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى، بَعْض الناسِ سَيَكُونونَ سعيد جداً، مثلي. |
Babama ne olduğunu bilmezsem iyi olacağımı düşünüyordum bir taraftan. | Open Subtitles | كان جزء مني نازعًا لترجيح أنني سأرتضي بعدم تبيُّن ما ألمَّ به |