800 kilometre geldim ve bir "Teşekkür ederim" dâhi duymadım. | Open Subtitles | لقد قدت لمسافة 500 ميل، ولم أتلقَ حتى كلمة شكر |
O geceden beri sana göz kulak olmak için elimden geleni yaptım ve karşılığında hiçbir şey beklemedim, Bir teşekkür bile. | Open Subtitles | لقد بذلت ما بوسعى للإعتناء بك. منذ تلك الليلة, و لم اطلب اى شئ بالمقابل.. و حتى كلمة شكر. |
Böyle bir durumda, Bir teşekkür hoş olmaz mıydı? | Open Subtitles | فى حالةٍ كهذه، أليس كلمة شكراً ستكون لطيفة؟ |
Bana Bir teşekkür borcun var ama bunun için değil. | Open Subtitles | أنتي تدينين لي بشكر ولكن ليس لهذا |
Isaac, korkarım Mr. Hooke üçüncü cildinin önsözünde senden Bir teşekkür bekliyor. | Open Subtitles | إسحاق, أنا أخشى أن هوك يطلب شكراً في مقدمة الملجد الثالث لكتابك |
Otto'ya karşı gösterdiğin incelik için Bir teşekkür. | Open Subtitles | ومن أن أقول شكرا لكم ل العمل الكريمة مع أوتو. |
Hey dostum, az önce hayatını kurtaran adama Bir teşekkür bile yok mu? | Open Subtitles | يا صاحبي على الأقل قل كلمة شكر للرجل الذي أنقذ حياتك ؟ ماذا ؟ |
Yardım etmek için o kadar uğraştım. Bir teşekkür bile etmedi. | Open Subtitles | لقد تعبت كثيراً لأساعد, غادر ولم يقل كلمة شكر |
- Bir teşekkür mü, özür mü? | Open Subtitles | كلمة شكر ؟ أننا يمكن التغلب عليه. مرحبا. |
Dört yarış kazandık, insan Bir teşekkür eder. | Open Subtitles | أنتم مرحب بكم, أيها الحقراء فوز بأربع سباقات دون أت تقولوا كلمة شكر |
Ve bunun için de Howard Moskowitz'e büyük Bir teşekkür alkışı borçluyuz. | TED | و لهذا -أيضا- ندين لـ هاورد موسكوويتس بأن نوحد أصواتنا في كلمة شكر مدوية. |
"Teşekkür ederim"i bırak, Bir teşekkür iması bile görmedim. | Open Subtitles | انا حتى لم أستلم علامة الأمتنان ولا حتى كلمة شكراً لك |
Ağabeyine büyük Bir teşekkür borçlusun. Değil mi? | Open Subtitles | إنّك تدين بشكر عظيم لأخيك، أليس كذلك؟ |
Isaac, korkarım Mr. Hooke üçüncü cildinin önsözünde senden Bir teşekkür bekliyor. | Open Subtitles | إسحاق), اخشى من أنَّ السيد (هوك) يفرض) شكراً في مقدمة الجزء الثالث |
Bütün sıkı çalışmaların için Bir teşekkür mahiyetinde. | Open Subtitles | فقط أن أقول شكرا لكم على كل العمل الشاق. |
Yani Everett, bu hasta pisliği kurtardığı için içten Bir teşekkür almak yerine ceset torbasına mı girdi? | Open Subtitles | خاطر بحياته من أجل السافل وبدلاً من أن يشكر يقتل |
Size üzüm bağımdan ufak Bir teşekkür ederim hediyesi getirdim. Her ne kadar teşekkür edecek bir şey olmadığı ortaya çıksa da. | Open Subtitles | جلبتُ لك هدية شكر من مزرعتي، مع أنه أتضح لا يوجد شيء لأشكركَ عليه. |
Sadece teşekkür etmek için geldim, çünkü bunun için sana büyük Bir teşekkür borçluyum. | Open Subtitles | مررت لكي أشكرك أدين لك بالعرفان |
Ben sanırım sana Bir teşekkür borçluyum... beni öldürmediğin için. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أني ادين لك بالشكر لاجل تعلمين، عدم قتلي |
Hayatını kurtardığım için Bir teşekkür yok mu? | Open Subtitles | -هذا هو عربون شكركِ لي لأنني أنقذتك؟ |
O geceden beri sana göz kulak olmak için elimden geleni yaptım ve karşılığında hiçbir şey beklemedim, Bir teşekkür bile. | Open Subtitles | لقد قدمت أفضل ما لدي لأعتني بك منذ تلك الليلة، ولم أطلب أي مقابل ولا حتى شُكر .. |
Hoş geldiniz, millet, ve unutmadan küçük Bir teşekkür ve hatırlatma: | Open Subtitles | حسنا مرحباً بكم .. جميعاً و فقط شكر بسيط وتذكير سريع |
Bence hepimiz Başpiskopos'a Bir teşekkür oyu borçluyuz. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب علينا جميعاً شكر كبير الأساقفة |