Yani bir harfi değiştirebilirsiniz, harfleri çıkartabilirsiniz, ama en önemlisi, içine yeni DNA sıkıştırabilirsiniz, bir Truva atı gibi. | TED | يمكنكم مثلا تغيير حرف ما، أو حتى حذفه، ولكن الأهم هو أنه يمكنكم ملؤها بحمض نووي جديد، كنوع من حصان طروادة. |
Onu bir Truva atı gibi görmüyorlar veya normalde sizi uyarmaları gerektiğini düşündüğünüz bir şey olarak görmüyorlar. | TED | لا يعترفون بها كبرنامج حصان طروادة أو كأي من الأشياء الأخرى التي قد تجدها عادة ضمن البرامج التي قد تحذركم منها. |
- Bu bir "Truva Atı" operasyonu. | Open Subtitles | حسنا, هى فى جوهرها تشبه عملية حصان طروادة .. |
bir Truva atı varmış. | Open Subtitles | أحصنة طراودة ولجت بداخله |
bir Truva atı mı? | Open Subtitles | أحصنة طراودة! |
Max sadece bir Truva atı. Suzie bunu baştan beri planladı. | Open Subtitles | ماكس ليس أكثر من حصان طروادة لقد خططت سوزي لهذا مذ البداية |
Onu yapamazlar ama erişim sırasında bir "truva atı" göndermiş olabilirler. | Open Subtitles | ليس من المفترض ذلك لكن أفترض أنك تستطيع تثبيت حصان طروادة خلال الخدمة |
Senin DNA'n ona o kadar benziyor ki organizma tereddütsüz kabul ediyor, ama senin bağışıklık faktörlerin ona içten saldırıyor, tıpkı bir Truva atı gibi. | Open Subtitles | حامضك النووي مشابه جداً إنه مقبول من قبل الكائن لكن عواملك المناعية تهاجمه من الداخل مثل حصان طروادة |
Bir dakika. Kök dizininde bir Truva atı var. | Open Subtitles | انتظري ، هناك فيروس حصان طروادة في الدليل الرئيسي لها |
Liber8, Betty onlara bilgi sağlıyor sanılsın diye sisteme bir Truva atı yerleştirmiş. | Open Subtitles | حركة التحرير 8 زرعت فيروس حصان طروادة لكي تظهر أن بيتي كانت تمدهم بالمعلومات |
Konu şu: eğer şekerli bir kurabiye yersem şeker aklınızı çeliyor, tıpkı bir Truva atı gibi. | Open Subtitles | إليكَ الأمر، إذا تناولتُ كعكة محلاة، يفتنك السكر كـ حصان طروادة |
Şey gibi bir Truva atı gibi, bu Pretoryalılar. | Open Subtitles | إنها مثل حصان طروادة , هذا الشيء، الـ "بريتوريانز ". |
bir Truva atı olacak. Sahte bir Truva atı olacak, efendim. | Open Subtitles | هو سَيَكُونُ حصان طروادة اجوف، سيدي |
Demek ki birileri, yetkisi olmayan çalışanların gördüğü tüm verileri yok edebilmek için bir Truva atı programlamış. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّ أياً كان من جهّز هذا قد برمج حصان طروادة لتدمير كافة البيانات التي يتمّ الإطلاع بواسطة الأشخاص غير المُصرّح لهم. |
O olmadan yaşayamıyorlar. - Genisys bir Truva atı. | Open Subtitles | ـ لا يمكنهم العيش بدونه ـ "جينسيس" هو حصان طروادة |
Efendim, daha çok bir Truva atı olmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | سيّدي، أنا قلقة من أنّه حصان طروادة. |
Bence bu bir Truva atı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذا بمثابة حصان طروادة. |