Siyah pilotları olan bir uçakla uçmak acayip değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا شيء ، وحلقت في طائرة مع طيار أسود؟ |
Pilotsuz bir uçakla bir şehrin üzerinden geçmek üzere. | Open Subtitles | هي على وشك الطيران عبر المدينة في طائرة آلية |
George'u özel bir uçakla doğduğu topraklara götürdü... | Open Subtitles | نقل جورج على طائرة خاصّة تَتّجهُ إلى مسقط رأسه |
Onu hemen almamı istiyor ama bir uçakla değil. | Open Subtitles | مثل , انها فكرة جيدة التقاطه سريعا وأنها فكرة سيئة , اختفائه على متن طائرة تجارية |
Her yerimiz pislik içinde, bir uçakla yere düştük ve büyükannem Oxnard'da ölüyor. | Open Subtitles | كلنا ملطخون بالأوساخ وسقطنا من طائرة .. وجدتنا تحتضر في أوكسنارد |
Michael, hava alanında yanan bir uçakla uğraşmakla kalmıyor, bir de kötü sonuçlanan bir harekatın yükünü çekiyorum. | Open Subtitles | يا (مايكل)، ليس فقط كوني أتعامل مع طائرة محترقة بالمطار، أنا أتعامل مع مهمة سارت بشكل منحرف تماما. |
O yönetim şirketi otuz yıl önce bir uçakla kurdu ve sıfırdan bir şey kurdu. | Open Subtitles | الحـثالة هم من بنوا الشركة بطائرة واحدة خلال 30 سنة |
Siz gittikten sonra Grimes paniklemiş ve kızı özel bir uçakla Mexico City'e göndermiş. | Open Subtitles | بعد مغادرتكم مع جرامز فرناندو خاف وارسل الفتاة في طائرة خاصة لمدينة مكسيكو سيتي |
Kimliği belirsiz bir uçakla Washington hava sahasına girmek isteyeceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد اني أردت أن أكون هنا معكم في طائرة مجهولة ؟ |
Pilotsuz bir uçakla bir şehrin üzerinden geçmek üzere. | Open Subtitles | هي على وشك الطيران عبر المدينة في طائرة آلية |
Bana bir harita ve kronometre verin, penceresi olmayan bir uçakla | Open Subtitles | ناولني ساعة توقيتية و خريطة و أنا سأحلق فوق جبال "الألب" في طائرة بدون نوافذ |
Bu ürkütücü olmaya başlıyor. İşi bırak. Bugün bir uçakla buradan git. | Open Subtitles | بدأ الأمر يصبح مخيفاً، يجب أن تنجو بحياتك يجب أن ترحل على طائرة اليوم |
Bu ürkütücü olmaya başlıyor. İşi bırak. Bugün bir uçakla buradan git. | Open Subtitles | بدأ الأمر يصبح مخيفاً، يجب أن تنجو بحياتك يجب أن ترحل على طائرة اليوم |
Huck beni özel bir uçakla Washington'a getirdi. | Open Subtitles | نقلني هاك إلى واشنطن عل متن طائرة خاصة. |
En kısa sürede çalışanşarına %30 indirimle, sendika kardı imzalatacağım ve bir temsilci buraya bir uçakla gelecek ayrıca denetleyip bir karar verecek. | Open Subtitles | سرعان ما أحصل على 30% من عُمّالكِ للتوقيع على بطاقات النقابة، وذلك المُمثل سيركب على متن طائرة ويأتي لهنا ويُشرف على التصويت. |
Bizi izliyorlarsa, bunu bir uçakla yapıyorlardır. | Open Subtitles | لو كانوا يراقبوننا ، فإنهم يفعلون ذلك من طائرة |
Buranın kuzeyindeki Mato Grossa eyaletindeki Xingu Yerlileri koruma bölgesinin doğu sınırında küçük bir uçakla uçarak fotoğraflar çektim. | TED | لقد التقطت هذه الصورة من طائرة عندما كنا محلقين فوق الحدود الشرقية لمحمية شنغو في ولاية ماتو غروسو في الشمال الغربي من هنا. |
Clark, bir uçakla köşe kapmaca oynayan sen değilsin. | Open Subtitles | (كلارك)، لست من لعب مع طائرة |
O "pislik" şirketi bir uçakla kurdu ve hiçbir şeyden bir şey oluşturdu. | Open Subtitles | الحـثالة هم من بنوا الشركة بطائرة واحدة خلال 30 سنة جعلوا شيئـاً من لا شيء |