Kapıda bir Uber beni bekliyor ve beş yıldızlık puanımı bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | وهناك سيارة أجرة "أوبر" تنتظرني، ولا أريد أن أفسد تقييمي المميز لديهم. |
Çünkü öyle görünüyor ki, Uber'den önce bir Uber vardı. | TED | لأنه تبين كان هناك "طريقة أوبر" قبل "أوبر" |
O milyonerler için bir uygulama başlatıyor , sanırım O 'em bir jet aynı şekilde kitap vereceğiz Sen ve ben bir Uber kitap olurdu. | Open Subtitles | الذي سيتيح لهم أن يحجزوا طائرة بنفس الطريقة التي أنا وأنت نحجز عند شركة "أوبر". |
Siteden çıkabilirsem bir Uber çağırırım. | Open Subtitles | علي الخروج من نطاق المبنى لأتصل بخدمة "أوبر". |
Bu konuşmayı altı ay önce yapıyor olsaydım bir Uber tişörtü giyiyor olurdum. | TED | لو ألقيتُ هذه المحاضرة قبل ستة أشهر، لكنت ارتديت قميص شركة (أوبر). |
Şunu bir hayal edin: bir Uber çağırıyorsunuz ve sizi yakın bir iniş yerine götürüyor, bunlara vertiport diyoruz. Orada sizi bir uçak bekliyor, ortada duran o trafiğin üzerinden uçuyorsunuz, diğer yandan başka bir Uber sizi arkadaşınızın evine götürüyor. | TED | تخيّلوا هذا: تطلبون أوبر، يأخذكم إلى مكان هبوط قريب... والتي نسميها فيرتيبورتس... تنتظرك طائرة هناك، تطير بك فوق حركة المرور، ومن جهةٍ أخرى، يأخذك طلب أوبر آخر إلى منزل صديقك. |
CA: Birkaç yıl içinde -- diyelim beş yıl içinde, ne zaman bilmiyorum -- inanılmaz sürücüsüz arabalarını çıkartacaksın, şu an bir Uber yolculuğu için ödenenden muhtemelen daha az bir fiyata. | TED | ك أ: في بضع السنوات القادمة- لنقل في غضون خمس سنوات، وأنا لا أعرف متى - يمكنك التحرك بسياراتك الذاتية القيادة الرائعة، ربما بتكلفة أقل مما تدفعه حاليا لركوب أوبر. |
bir Uber falan çağırayım. | Open Subtitles | سوف أستخدم أوبر |
Evet. Evet, gidiyorum... Gidip bir Uber'e atlayacağım. | Open Subtitles | أجل ، أجل ، سوف أذهب (سأذهب لجلب سيارة (أوبر |
bir Uber çağırayım da beni alsın. | Open Subtitles | سأستدعي سيارة "أوبر" لتقلني. |
Daha iyi bir Uber. | Open Subtitles | إنها خدمة "أوبر" المحسنة. |